| Şu avatar güçlerin arada biraz daha açık olabilseydi ne güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون لطيفاً من قدرات الآفاتار خاصتك أن تكون مُحددة من وقت لآخر |
| Önce pilini doldursaydın güzel olurdu. Olay yerinde son nefesini verdi. | Open Subtitles | حسناً سيكون لطيفاً لو شحنته أولاً كنت في مسرح الجريمة وكان قاتماً |
| Bunun içinde olmasa ne güzel olurdu. | Open Subtitles | ألم يكن الأمر سيكون رائعاً لو لم يكن هنا ؟ |
| Lakin deneyi inşaa etmek neredeyse 7 yılımızı almıştı ve, bu noktada birşeyler bulabilmek gerçekten güzel olurdu. | Open Subtitles | وقد أخذ هذا مننا سبعة سنوات لبنائها ولذا سيكون لطيفا إن عثرت على شيء |
| güzel olurdu. | Open Subtitles | لا، ذاك سيكون.. سيكون جيداً هل أردت رؤيتي؟ |
| Düşünsene, kimsenin seni tanımadığı bir yerlere gitmek ne kadar güzel olurdu. | Open Subtitles | فقط تخيلي كم سيكون رائعا أن تذهبي لمكان لا يعرفك أحد فيه. |
| Yani, düşündüm de.. Frankie'yle biraz daha zaman geçirmek güzel olurdu. | Open Subtitles | لذا من الجميل أن أقضي وقتاً إضافياً مع فرانكي |
| Hayır. Ama evliliğimin başkalarına ilham olması güzel olurdu. | Open Subtitles | لكن سيكون لطيفاً إذا زفافي ألهمَ واحد آخرَ. |
| Eğer bu olay 4 dakika önce olsaydı çok daha güzel olurdu. | Open Subtitles | كان ذلك سيكون لطيفاً جداً , لو حصل ذلك قبل حوالي 4 دقائق |
| Sürekli seni öldürmeyi istememek güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون لطيفاً ألا أمنع نفسي من قتلكِ طوال الوقت |
| Bilirsin, Bekar hayatımı seviyorum, ama daha güzel olurdu, ölmemi istemeyecek birisiye beraber olmak. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنا أَحبُّ حياتَي الوحيدةَ، لكن سيكون لطيفاً أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ شخص ما الذي لَمْ يُردْني أَنْ أَمُوتَ. |
| Bu güzel olurdu. Bu inanılmaz olurdu. | Open Subtitles | ذلك سيكون رائعاً ذلك سيكون مذهلاً للغاية |
| Her aşk üçgeni, neşter yardımıyla ayrılabilseydi, çok güzel olurdu. | Open Subtitles | لكان سيكون رائعاً لو أن كل علاقة حب ثلاثية عولجت باستخدام المشرط |
| Muhtemelen buhar gücüyle çalışıyordur, ki güzel olurdu. | Open Subtitles | ربما يعمل بالطاقة البخاريّة الذي سيكون رائعاً |
| Yani sizin de buluşmada olmanız güzel olurdu. | Open Subtitles | لذلك، كنت أفكر إذا كنت يمكن أن يجتمع، سيكون لطيفا حقا. |
| Sen kararını verirken, biraz çerezimiz olsa güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون لطيفا لو غمسنا قليلا حال ما تقرر. |
| - Bayıldım. Şurada fa çalsak, güzel olurdu değil mi? | Open Subtitles | وبعدها إن عزفت الـ"إف" قليلاً هنا سيكون جيداً, أليس كذلك؟ |
| Sanırım hâlâ da bilmiyorum ama onunla konuşmak güzel olurdu. | Open Subtitles | واظنني لازلت لا افهم لكنه سيكون رائعا لو تكلمت معه فحسب |
| Sorumluluğu paylaşacak birinin olması güzel olurdu. | Open Subtitles | أنه من الجميل أن يوجد شخص تستطيع أن تشاركة المسئولية |
| Dua ve nasihat için kapımın her zaman açık olduğunu söyledim ama onları meşgul tutacak bir şey güzel olurdu. | Open Subtitles | أخبرتهم أن بابي مفتوح دائماً للصلاة والإستشارة، ولكن سيكون من الجيد لو كان لديهم شيء لينشغلوا به. |
| Jun Ji Hyeon, babaanne olduğunda bile güzel olurdu. | Open Subtitles | جين جي هيون ستكون جميلة حتى اذا اصبحت جدة |
| Yapabilseydik, güzel olurdu. | Open Subtitles | حتى تكون مترابطه , سيكون جيدا لو استطعنا |
| Rock Creek Park'ının diğer tarafında. Diyorum ki pazartesi sabahı gelip... hafta sonu ne yaptığını bilmemek güzel olurdu. | Open Subtitles | أنا أقول فقط سيكون لطيفًا الا آتي صباح الإثنين ولا أعرف بالفعل ما فعلتي في عطتلك |
| Kimsenin bu işi yapması gerekmese ne güzel olurdu. | Open Subtitles | ألَن يكون عالم رائع لو لم يظطر أحد لفعل ذلك؟ |
| Biri için büyük salata satın alıyorsun, bunu onların bilmesi güzel olurdu. | Open Subtitles | عندما تشتري سلطة كبيرة إلى شخص ما فمن اللطيف أن يعرف ذلك. |
| Bu telefonları kimin aldığını bilmek güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون جميلا معرفة من يشتري كل تلك الهواتف |
| Basit bir hareketle tüm dünyayı hırsızlardan, vahşi manyaklardan ve delilerden temizleyebilseydik ne kadar güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون عظيم لو فقط بأشارة كنا سنمحو عن وجه اﻷرض كل السراق وكل المجرمين المعتوهين والسفاحين |
| Bir gün evlenip de çocuk sahibi olmak güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الرائع أن أكون متزوج وأن يكون لديّ ابن.. |