| Geleceği dert etmemek konusunda da mutabık kaldık. İlişkimizin güzel yanı da bu. | Open Subtitles | اتفقنا بان لا نقلق حول المستقبل هذا هو جمال علاقتنا |
| Kimse bağışlanmayı hak etmez, kardeşim. Merhametin güzel yanı da bu. | Open Subtitles | لا يستحقُّ أحد السماح يا أخي هذا هو جمال النِّعمة |
| İşte, komanın güzel yanı da bu. Komadakinin yanında neler yaptığının bir önemi yok. | Open Subtitles | هذا هو جمال الغيبوبة، لا تهمّ أفعالك |
| İşin güzel yanı da bu. | Open Subtitles | لا، ولكن هذا هو جمال منه، رجل. |
| güzel yanı da bu zaten, değil mi? | Open Subtitles | هذا هو جمال الموضوع، أليس كذلك؟ |
| İşin güzel yanı da bu. | Open Subtitles | هذا هو جمال الأمر. |
| Hayatın güzel yanı da bu. | Open Subtitles | هذا هو جمال الحياة |
| Kaçamağın güzel yanı da bu değil midir. | Open Subtitles | (و هذا هو جمال (ريتريت |