| Miami'de şu Garson kıza göz kırpan sen değildin sanki. | Open Subtitles | ألم تكن تنظر باشتهاء إلى تلك النادلة فى ميامي |
| Bana söylediği şeyi, Garson kıza da söyleyene kadar. | Open Subtitles | حتي إستغلّ نفس طريقة النادلة التي إستخدمها معي |
| Garson kıza sana sarktığımı söyledin. | Open Subtitles | عندما أخبرتِ النادلة بأنني أتحسسكِ أيتها المضحكه |
| Muhtemelen barmendir. Garson kıza söylediklerin için seni ezmek istiyordu. | Open Subtitles | على الأرجح إنه عامل البار أراد الإنتقام منك لما قلته للنادلة |
| Charlie, çalıştığı yerdeki ödülü kazanıp Garson kıza verdiğin değeri göstereceksin. | Open Subtitles | أنت ستظهر قيمتك للنادلة , بالفوز بجائزة في كشكها 291 00: 15: 40,189 |
| Genç prens Garson kıza aşık olur... ..ve başbakan kıza rüşvet vermeye gelir. | Open Subtitles | الامير الصغير وقع في حب النادلة وأُرسل رئيس الوزراء لكي يرشيها -يرشيها؟ |
| Ne oldu şu... eee Garson kıza? | Open Subtitles | ماذا حلّ بتلك النادلة ما كان اسمها؟ |
| Hamile eşinin önünde Garson kıza mı asılıyorsun? | Open Subtitles | هل تغازل النادلة أمام زوجتك الحامل؟ |
| Gözlerimin önünde Garson kıza asıl... Ye ve kaç! | Open Subtitles | --هل يمكنك عدم مغازلة النادلة أمام |
| Sanki Garson kıza baktık. | Open Subtitles | ليس وكأني اتفقد النادلة... كثيراً |
| Garson kıza gitmediğine şaşırdım doğrusu. | Open Subtitles | أنا مندهشة أنك تختار النادلة |
| Charlie sürekli o Garson kıza yaptığı şeyleri yapmazsa kızın hayatı komple değişecek. | Open Subtitles | بدون أن يفعل تشارلي كل تلك الأشياء المجنونة التي يفلعها للنادلة دائماً حياتها ستتغير بالكامل |