| Charles, biz bulaşıkları yıkarken, neden oturma odasına gelip de divana uzanıp akşam gazetesini okumuyorsun? | Open Subtitles | سنغسل الصحون يا تشارلى لما لا تذهب لغرفة المعيشة و تتمدد على الاريكة و تقرأ صحيفة المساء |
| Baba, veteriner Pazar gazetesini ona getirtmememizi söyledi. | Open Subtitles | أبي قال الطبيب أن علينا أن لا ندعه يجلب صحيفة الأحد |
| Gözlerim bozulmaya başladı artık. eğer bana her gün Harwich gazetesini okursan başlıkları, spor haberlerini, esprileri, aranıyor ilanlarını söylediğim bir doları sana veririm. | Open Subtitles | حقيقتا، عيناي بدآه بخذلاني ولو قرأت لي جريدة هارويس يوميا العناوين الرئيسية، الرياضة والمواضيع الهزلية |
| Gazeteci çocuk... gazetesini, kapıya kadar bırakmaktan gocunmadı... | Open Subtitles | .. فتى الصُحف لم يمانع مساعدته في إلتقاط جريدة الصباح |
| Bir gün gazetesini okuyor ve daha yeni beraber yemek yediği birinin, hakkında iyi şeyler düşündüğü birinin öldürüldüğünü görüyor. | Open Subtitles | يوماً من الأيام كان يقرأ الصحيفة ويرى بأن شخصٌ ما تعشّى معه للتوّ، شخصٌ قد فكّر فيه كثيراً قد قُتل. |
| Yarın Bombay'da kendi gazetesini satacak. | Open Subtitles | سوف يبيع جريدته الخاصة غدا في بومباي سيدي |
| Bangor gazetesini gördüm. Büroma fakslamışlar. | Open Subtitles | رأيت الجريدة تم إرسالها لمكتبي عبر الفاكس |
| Arkadaşım Dan ve ben Pazar gazetesini okuyorduk. | Open Subtitles | أنا وصديقى دان كنا نقرأ صحف الأحد وعندما التقطت الصحيفة |
| Dünün gazetesini elimde tuttuğuma dikkat edersen yalan söylemediğimi anlayabilirsin. | Open Subtitles | اترين اني حامل صحيفة يوم أمس لكي لا تقولي اني أكذب |
| Yolun aşağısındaki lokatatada dünün gazetesini buldum. | Open Subtitles | مطعم في آخر الطريق كان ما زال لديه صحيفة الأمس في سلة المهملات. |
| Olsun, kimse okul gazetesini okumaz ki. | Open Subtitles | حسناً،في كلّ الأحوال، لا أحد يُطالع صحيفة المدرسة |
| Komşunuzun gazetesini çalmak için dışarı çıkmışsınız ama. | Open Subtitles | لقد كنت قادراً على الخروج وسرقة صحيفة جيرانك |
| Kahvaltı ve pazar gazetesini okumak için harika bir gün. | Open Subtitles | يومُ معمول للفطور وقْرأُت صحيفة الأحدَ |
| - Aklınıza gelen bütün gazetelere gönderin. - Bence Times gazetesini okumayacaktır. | Open Subtitles | قومي بنشر الاعلان هذا في جميع الصحف - أعتقد أنها ستقرأ صحيفة التايمز - |
| Bazıları, sabah gazetesini kahve olmadan okuyamaz. | Open Subtitles | وبعضهم لا يستطيع قراءة جريدة الصباح بدونه |
| Sunday gazetesini okuyabileceğin ya da portakalı paylaşabileceğin birisi. | Open Subtitles | شخص ما يمكنه ان يقرأ جريدة الأحد,أو يتشاطر برتقالة مع |
| Endişelenmeyin. Okul gazetesini kimse okumaz. | Open Subtitles | لا تقلقوا ، لا أحد يقرأ جريدة الجامعة |
| Bir gün gazetesini okuyor ve daha yeni beraber yemek yediği birinin, hakkında iyi şeyler düşündüğü birinin öldürüldüğünü görüyor. | Open Subtitles | يوماً من الأيام كان يقرأ الصحيفة ويرى بأن شخصٌ ما تعشّى معه للتوّ، شخصٌ قد فكّر فيه كثيراً قد قُتل. |
| Komik bir şey kaçırmayacaksınız. Sadece burada oturup bu yetişkin gazetesini okuyacağım. | Open Subtitles | لن يفوتكم شيء مسلي سأجلس هنا واقرأ الصحيفة فحسب |
| Bu sabah gidip yerden gazetesini almak için eğilirken aniden kalp krizinden ölmüş. | Open Subtitles | مشى في الممر والتقط جريدته وعنده,بووم سقط ميتا جراء سكتة قلبية |
| Bu okul gazetesini mutlaka bir baş belası çıkartmış olmalı. | Open Subtitles | صاحب مقالب بهذا الإبداع لابد أن خبره كُتب على الجريدة المدرسية |
| -Bugünün gazetesini al ve "Ses" in bir resmini göreceksin. | Open Subtitles | "ألق نظرة على صحف اليوم وستجد صورة ل"الصوت |
| Babam garip bir şekilde gazetesini karıştırır ve annem caydırıcı bakışları ile çocuğuna bakardı. | TED | يقوم الأب بتحريك ورق صحيفته بشكل مربك والأم تطلق نظرات إلى طفلها تقشعر لها الأبدان. |