| Hiçbir konuya girdiğim yok, sadece bu eve gelmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | أية مواضيع أنا فقط لا اُريد أن يأتوا إلي هنا |
| Yanımızda yardım bulundurmalıyız. Onlara gelmelerini söyle. | Open Subtitles | لكن علينا أن نضمن المساعده إذا إحتجنا لها إخبرهم أن يأتوا |
| Arka tarafa gelmelerini söyleyin. | Open Subtitles | أخبرهم بأن يأتوا لغرفة التحنيط من الوراء |
| Fakat insanların düzenli olarak gelmelerini sağlamamız gerekiyor burada. Ruhlarının huzur bulmasını istiyoruz. | Open Subtitles | لكن لابد أن تقدر حقيقة أن العديد من الأشخاص يأتون إلى هنا بشكل شبه مستمر |
| Fakat insanların düzenli olarak gelmelerini sağlamamız gerekiyor burada. Ruhlarının huzur bulmasını istiyoruz. | Open Subtitles | لكن لابد أن تقدر حقيقة أن العديد من الأشخاص يأتون إلى هنا بشكل شبه مستمر |
| Bize en yakın gemiyle bağlantıya geçer geçmez mümkün olduğunca çabuk gelmelerini söyleyin. | Open Subtitles | عندما تجد سفينة بالقرب من موقعنا أخبرهم بأن يأتو في الحال |
| Bütün çocuklara Noel arefesinde duaya gelmelerini istediğimizi söyle. | Open Subtitles | أخبر الفتيان أننا نأمل أن يحضروا كلّهم للكنيسة عشيّة عيد الميلاد. |
| Ve Hazzard'ın güzel insanlarına ralliye gelmelerini ve en sevdikleri oğulları Billy Prickett'i alkışlamalarını hatırlatıyorum. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّ الرجالَ اللَطِيفينَ مِنْ كُلّ هازارد أن يأتوا الى السباق ليهتفوا لبيلي بريكير |
| Babama ve Annalise'e erken gelmelerini söyleriz, 7:30 civarı. | Open Subtitles | سنخبر أبي وآنليس أن يأتوا إلى هناك مبكراً, في حوالي الساعة والنصف |
| Yine ellerinde sopalarla gelmelerini mi istersin? | Open Subtitles | هل تريدين ان يأتوا جميعا هنا كي يحطموننا بعصيهم ؟ |
| Polisi arayıp onlara hemen Tod'un evine gelmelerini söyle. | Open Subtitles | إنتِ يجب أن تبلغي الشرطة وتخبريهم وأن يأتوا إلي منزل تود حالاً. |
| Erken gelmelerini söylemiştim, onlar olmalı. | Open Subtitles | ,لقد قلت لهم أن يأتوا مبكرا لذا, لابد أن يكون ذلك هم قد أتوا الآن |
| Ne yaptıklarıyla ilgilenmiyorum. Onlara hemen gelmelerini söyle! | Open Subtitles | لا أهتم لما يفعلونه أخبريهم أن يأتوا حالاً |
| Peder, onu biz götürelim, gelmelerini beklersek kız ölür. | Open Subtitles | أيها القس، فلنأخذها إلى هناك بأنفسنا إذا انتظرناهم حتى يأتوا ربما تموت |
| Onları zorlayıp, bize doğru gelmelerini sağlamalıyız. | Open Subtitles | لابد من إجبارهم على الانصياع لنا حتى نجعلهم يأتون إلينا |
| Ben de hediye istiyorum ama arkadaşlarımızın 2 nişan törenine gelmelerini bekleyemeyiz. | Open Subtitles | اعنى , انا اريد الاجهزة لكن لا يمكننا جعل اصدقائنا يأتون الى حفلتين خطوبة حسناً , هذا صحيح |
| Tek yapman gereken bunu o iki salağa vermen senin kanın olduğunu söylemen ve bana gelmelerini sağlaman. | Open Subtitles | كل ما أطلبه هو أن تعطي هذا للأخوين وتخبرهم أنه دمك، ثم تتراجع وتدعهم يأتون إلي |
| Onlara gelmelerini söyle, bırakın geçitten geçip bana karşı gelsinler, onların canını alacağım. | Open Subtitles | دعهم يأتون دع أي أحد يتجرء ويعبر هذه البوابة ليأخذ الجثة |
| Eczanelerin çevrelerine adamlarımızı yerleştirip bize gelmelerini saplarız. | Open Subtitles | إنّ بإمكاننا وضع جماعتنا خارج الصيدليّات المحليّة، ونجعلهم يأتون إلينا. |
| Onu unutun ve içeri gelmelerini sağlayın. | Open Subtitles | أنس ذلك الشخص وأنت ستجعلهم يأتون أيضا. |
| Ekibe akşam toplanıp bana yemeğe gelmelerini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأجمع الفريق وأخبرهم أني يأتو لتناول العشاء |
| Düğüne bilmeyerek gelmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدهم أن يحضروا إلى زفافنا وهم لا يعلمون |
| Buraya neden geldiklerini öğrenebilirsek hep birlikte gelmelerini de engelleriz belki, öyle değil mi? | Open Subtitles | إذا استطعنا معرفة سبب وجودهم ربما يمكننا إيقاف مجيئهم جميعًا |
| Basına yarın geri gelmelerini söyleyeceğim. | Open Subtitles | الآن، أنا سأذهب للصحافة لأخبرهم أن يعودوا غداً. |