| Daima bir gerekçe olması gerektiğini bilecek kadar detektif hikâyesi okudum. | Open Subtitles | لقد قرأت العديد من القصص البوليسية لأعرف أن هناك دافع دائماً |
| Daima bir gerekçe olması gerektiğini bilecek kadar detektif hikâyesi okudum. | Open Subtitles | لقد قرأت العديد من القصص البوليسية لأعرف أن هناك دافع دائماً |
| İntikam bu durumlarda sık görülen bir gerekçe değildir, elbette. | Open Subtitles | غالباً لا يُعد الثأر دافعاً في مثل هذه القضايا ، بالطبع |
| 4 gün önce eşi boşanmak istemişti Han'ı suça iten gerekçe buydu. | Open Subtitles | طلبت منه الطلاق قبل 4 أيام و أعطاه هذا الدافع لفعل ذلك |
| Rahatsız olmuş olsa bile, bu sebepsiz ayrılmasına gerekçe olmaz. | Open Subtitles | حتى لو أنها شعرت بالإهانة فذلك ليس سبباً كافياً لترحل |
| Bunların hiçbiri bir gerekçe olamaz tabi, ama şüphelenmeye hakkım vardı, beni masörüyle aldatıyormuş. | Open Subtitles | ليس هذا مبرر ما كانت لديّ أسباباً للشك بأنها كانت تخونني مع مقوم عمودها الفقري |
| Bir seriyi herhangi bir sayıyla devam ettirebilmek için bir kural veya gerekçe bulmak her zaman mümkündür. | Open Subtitles | من الممكن دائماً أن تجد قاعدة أو تبرير تسمح لسلسلة أن تنتهي بأي رقم |
| Bay Salle'nin, Bay Kimball'ı öldürmesine neden olabilecek bir gerekçe biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف أي دافع كان على السيد سال ربما قتل السيد كيمبل؟ |
| Gay, heteroseksüel ya da arası en büyük gerekçe sana ait. | Open Subtitles | شاذ أو مستقيم أو بينهما بلا شك أنه لديك أفضل دافع |
| Herkes suçlu olduğunu söylüyor ama bir gerekçe gösteremiyorlar. | Open Subtitles | كلهم يقولون أنه مذنب ولكنهم لا يجدون أى دافع |
| Sabıka kaydı, görgü tanığı, itirafname, gerekçe yok. | Open Subtitles | لا تسجيلات, لا شهود عيان لا إعتراف بالجريمة ولا دافع لها أيضاً |
| Her maddenin arkasında bir gerekçe var. Kim kimdir bulsak yeter. | Open Subtitles | كل مدخل له دافع , علينا فقط معرفة من ومن |
| .. görünüşe göre insanları hiçbir gerekçe ve neden olmadan rasgele öldürdü.. | Open Subtitles | وعلى ما يبدو قتل الناس بشكلٍ عشوائي بدون سبب أو دافع |
| Ben buna cinayet için gerekçe ve arama emri için muhtemel sebep derim. | Open Subtitles | أدعو ذلك دافعاً وراء القتل وسبب مُحتمل لأمر تفتيش قضائي. |
| Bayan Abecassis çifti tanıdığınız kadar Elisha'nın Viviane'dan boşanmasını sağlayacak bir gerekçe sunabilir misiniz? | Open Subtitles | سيدة أبوقسيس بما أنك على معرفةٍ بالزوجين هل يمكنكي أن تقدمي إلى هذه المحكمة دافعاً لنجبر إليشا على تطليقها؟ |
| Her şey belli: gerekçe, fırsat. | Open Subtitles | انه يبدو الفاعل المثالى, الدافع, والفرصة |
| Çoğu kanıt ikinci dereceden. gerekçe teşkil etmiyor. | Open Subtitles | معظمهم من الادله الظرفيه ، حقا يكاد يكون الدافع |
| Umarım gelecekte bir gün sana bir gerekçe verebilirim. | Open Subtitles | أتمنى يوماً ما ، قريباً جداً سأتمكن من إعطائك سبباً |
| Ama şimdi mevcut görevlileri değiştirmek için bir gerekçe yok. | Open Subtitles | لكن الآن، إستبدال المسؤولين الحاليين ليس له مبرر. |
| Bir seriyi herhangi bir sayı ile devam ettirebilmek için bir kural veya gerekçe bulmak her zaman mümkündür. | Open Subtitles | من الممكن دائماً أن تجد قاعدة أو تبرير يسمح لسلسلة أن تستكمل بأي رقم |
| Polisin elinde herhangi bir ipucu bir gerekçe var mıydı? | Open Subtitles | هل كان لدى الشرطة أي خيوط , أو دوافع , أي شئ؟ |
| Bir gerekçe istedin. Ve sana bir gerekçe sundum. | Open Subtitles | . قُلت إنك بحاجة لدافع فأعطيتك الدافع |