| - Evde değildi. Telesekreter, 25'ine kadar geri gelmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | المجيب الآلي ذكر أنه لن يعود حتى 25 من الشهر |
| Beni aradı ama bir süre için geri gelmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لم يتصل لكن قال أنه لن يعود الا بعد فترة |
| Kardeşinin izin belgesinde yazdığı gibi. Ayın 24'ünden önce Black Water'dan geri gelmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد ملأ أخوها رخصة المناطق الغير آهلة وقال بأنّه لن يعود حتى تاريخ الرابع والعشرين |
| Sana karşı dürüst olacağım, dostum. İkimiz de onun hiçbir zaman geri gelmeyeceğini biliyoruz. | Open Subtitles | سأكون صريحاً معك نعلم أنا وأنت أنها لن تعود |
| Ama her nasılsa ben onun asla yatağa geri gelmeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | لكن بشكلٍ ما فقط... أعرف أنها لن تعود للفراش ثانيةً |
| Eski sevgilin orada otururken, o kıvılcımın geri gelmeyeceğini nasıl bilebilirsin? | Open Subtitles | فما يدريكَ ألاّ تعود تلك الشرارة بينكما وهي جالسةٌ أمامك |
| Hazır ona elinden gelenin en iyisini verirken, babasının geri gelmeyeceğini de anlatmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | بينما أنت تَعطيه أفضل ما لديك ربما يجب عليك أن تخبريه أن أباه لن يعود |
| House'un geri gelmeyeceğini öğrenince biraz sağı solu yokladım. | Open Subtitles | لقد تقدمت ببعض الطلبات عندما علمت بأن هاوس لن يعود لقد ناضلت من أجل إبقاء القسم مفتوح |
| O insanlara öldüğünü ve asla geri gelmeyeceğini inandırmak zorundaydı. | Open Subtitles | اضطر بأن يجعلهم يعتقدون بأنه قد مات وأنه لن يعود أبداً |
| - Bana babamın geri gelmeyeceğini söyleme. | Open Subtitles | لا تقولى لى أن والدى لن يعود لا تخبرينى بذلك |
| Onu götürdüğünde bir daha geri gelmeyeceğini bildiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنّه يعرف بمجرد أن تأخذونه فهو لن يعود. |
| Gerzek bir bayram için geri gelmeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه لن يعود بسبب عطلة لعينة وحسب |
| Bunun geri gelmeyeceğini ve bize dadanmayacağını nasıl bilebilirim ki? | Open Subtitles | كيف أعرف أن هذا لن يعود ويطاردنا؟ |
| Bence yalan söylüyor. Asla geri gelmeyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنها تكذب أظنها لن تعود أبداً |
| - Hiç geri gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | لقد بدأت أعتقد أنك لن تعود أبداً |
| Neredeyse artık geri gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | ظننت أنك لن تعود أبدا |
| Bir daha geri gelmeyeceğini sandım. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنكَ لن تعود أبداً |
| Artık ondan iğreniyorum çünkü senin geri gelmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لأنه قال لي أنك لن تعود |
| Eski sevgilin orada otururken, o kıvılcımın geri gelmeyeceğini nasıl bilebilirsin? | Open Subtitles | فما يدريكَ ألاّ تعود تلك الشرارة بينكما وهي جالسةٌ أمامك |