| Bu geyiğin tercihi. İstediği yerden girip çıkar. | Open Subtitles | الغزال حر يستطيع ان يأتي ويذهب لاي مكان يريد |
| Yani, canavar geyiğin bir kadın gibi ortada dolandığını sonra da ağına düşürdüğü erkeklerin içini dışına çıkardığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول إذاً إن وحش الغزال يتنكر بزي امرأة ويقتاد الرجال إلى مكان منعزل لينقض عليهم؟ |
| Demek istediğim, o geyiğin zevk için avlanması, insanın karanlık yüzü müydü? | Open Subtitles | الله شرع صيد الغزلان هل تعتقد ان ذلك هو الجانب المظلم من الرجل؟ |
| Ben bir geyiğin derisini on dakikadan az bir sürede yüzebilirim. | Open Subtitles | إذا كان بإمكاني سلخ بغل الأيل في أقل من عشر دقائق |
| Yarın hemen o geyiğin peşine düşmeliyiz. yoksa gerçekten çok fena şeyler olacak. | Open Subtitles | يجب أن نمسك ببعض الأيّل هو سيعجب بهذا جداً |
| Kaç kere? Bir kamyonete takılıp, bir kaç mil sürüklenen bir geyiğin kemiklerinde görmüştüm. | Open Subtitles | على عظام أيّل قد صُدم بواسطة شاحنة صغيرة وجُرّ لأميال قليلة. |
| Neden bir geyiğin senin farklı yollarından yürüdüğünü mü soruyorsun? | Open Subtitles | أنت كمن يسأل لماذا يمشي الغزال قرب تقاطع شارعنا؟ |
| geyiğin kaçmasını istemez. | Open Subtitles | لا يريد لذلك الغزال أن يكسر الحبال هارباَ |
| geyiğin ailesi işe gittiğinde bana bakması için geyiği ormanda bırakmışlar gibi yapardım. | Open Subtitles | كنت أتخيل أن والدين هذا الغزال تركوه في الغابة ليحدق إلي بينما هم في العمل |
| Bir geyiğin akan nehirlere ait oluşu gibi. Ruhum sana ait, Tanrım. | Open Subtitles | مثل حنين الغزال لركض مسافات طويلة روحي تحن لك، يا إلهي |
| Baban 3 km öteden bir geyiğin kokusunu alabilirdi. | Open Subtitles | أباك يستطيع أن يشُم الغزال من على بعد ميلين |
| Aslında,şerif geyiğin yola inmesi büyük bir ipucu, | Open Subtitles | في الواقع، شريف، كان الغزلان في الطريق فكرة كبيرة، |
| "Ve çim seçerken geyiğin süsten çimleri yemesine izin vermeyin." | Open Subtitles | وعند إختيار العشب تذكروا أن الغزلان أبدا لا تأكل عشب الزينة |
| geyiğin tekil ya da çoğul olması benim için önemli değil. | Open Subtitles | لايهم إذا كان غزالاً واحد، أو مجموعة من الغزلان |
| Oluşan bozulma geyiğin yaklaşık 48 saat önce öldüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | التحلل يظهر أن هذا الأيل قتل منذ حوالي 48 ساعة |
| Şu geyiğin tatlılığına bak Dostum. New Jersey'deki yarrak kafalı geyiklere hiç benzemiyor. | Open Subtitles | أنظر كم هو جميل هذا الأيل يا صاح ليس مثل أولئك الأيلة الأوغاد في نيوجيرسي |
| Geldiğimizi duyunca geyiğin nasıl yön değiştirdiğini görüyor musun? | Open Subtitles | شاهدي كم الأيّل سلك الإتّجاه المتغيّر عندما سمع بأنّنا قادمين |
| Bu baş, bizim geyiğin cesedine ait gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو بأنّ هذا هو رأس الأيّل الموجود لدينا |
| Başı kesilmiş geyiğin yanında bıçaklanmış olarak bulduğumuz av korucusu. | Open Subtitles | .. إنّه الحارس البيئي الّذي وجدناه مطعوناً . بجانب أيّل مقطوع الرأس |
| - Arabam garajda stop etti. geyiğin kasaba taşınması lazım. | Open Subtitles | سيارتي ذهبت للجراج، أحتاجكم لحمل هذا الظبي الى الجزار |
| Onu geyiğin ağzından çekmeyi başardım ve onu biraz buza koydum. | Open Subtitles | استطعت سحبها من فم ظبي ووضعتها في كأس مليء بالثلج |
| Bir gün, 8 saati, bir geyiğin izinde giderek geçirdik. | Open Subtitles | في يوم من الايام امضينا 8ساعات نتعقب اثر غزال |
| Bir geyiğin giydiği botlara. Bulması bu kadar zor olmamalı... | Open Subtitles | لغزال يرتدى أحذية ليس من الصعب العثور عليه |
| Onu beyazkuyruklu geyiğin çiftleşme sesi olarak tanımladım. | Open Subtitles | تعرفتُ عليهِ كصوت التزاوج للغزال أبيض الذيل |