| Biz burada, bu binanın fosil kaydı gibi birşey bulmaya çalıştık ve yaptık ta, tozdan örnek aldık. | TED | كنا سنريد ان نأخذ شيء مثل سجل أحفوري لهذا المبنى، و لنفعل ذلك،نأخذ عينه من الغبار. |
| Bir tür protesto ya da onun gibi birşey. | Open Subtitles | او شيء مثل هذا او نقوم باحتجاج. |
| birisi,Nashville'e gitmek veya onun gibi birşey için kasayı mı deşiyordu? | Open Subtitles | شخص ما كان يأخذ من درج النقود إلى, لنقل, يستعد لإنتقال كبير إلى "ناشفيل" أو شيء مثل ذلك ؟ |
| İplik gibi birşey. Ayakkabı bağının yarısı kadar bile değil. | Open Subtitles | إنه مثل الخيط هذا لا يبدو مثل نصف خيط الحذاء حتى |
| Bir psikoloğa tavsiyede bulunmak kendi kendine konuşmak gibi birşey. | Open Subtitles | ...استشارة طبيب نفساني زميل هو مثل مثل التحدث إلى نفسي |
| Bana kim olduğunuzu sormanız gibi birşey, ve ben kim olduğunuzu bilmiyorum. | Open Subtitles | ذلك مثل سُؤالي من انت ، وأنا لا أَعْرفُ مَنْ أنت. |
| - Levye gibi birşey aramaya gittim belki bunu kaldırabilirim. | Open Subtitles | - كنت أحاول إيجاد شىء لعمل رافعة- ربما يمكننى رفع هذه الصخرة |
| Onun gibi birşey mi, yani, belki kendini birşeylere adamak istiyorsun? | Open Subtitles | هل هذا شىء مثل, ربما علينا أن نكرس وقتنا إلى هذا ؟ |
| Evet,onun gibi birşey. | Open Subtitles | حسنا، شيء مثل هذا |
| Hiç bunun gibi birşey gördün mü? | Open Subtitles | رأيت اي شيء مثل هذا؟ |
| Gidip ona şey gibi birşey söyle: | Open Subtitles | لا. إرتفعْ هناك وقُلْ شيء مثل... |
| -Veya sadece araba gibi birşey kullanırken. | Open Subtitles | -حتى شيء مثل قيادة السيارة |
| Bunun gibi birşey. | Open Subtitles | إنه... شيء مثل هذا |
| - Onun gibi birşey | Open Subtitles | شيء مثل هذا |
| İplik gibi birşey. Ayakkabı bağının yarısı kadar bile değil. | Open Subtitles | إنه مثل الخيط هذا لا يبدو مثل نصف خيط الحذاء حتى |
| Korkulacak hiçbirşey yok, Seninki gibi birşey işte sadece. Dokunmak ister misin? | Open Subtitles | لايوجد هناك مايدعو للخوف إنه مثل الذي لديكِ |
| Sanırım, sallamayla öldürebilen karete gibi birşey. | Open Subtitles | أعتقد هو مثل a karate ذلك يَقْتلُك مَع تُهزهزُ. |
| Bu, bir gecede tüm kimliğini değiştirmiş olmak gibi birşey. | Open Subtitles | هو مثل هويتِي الكاملةِ تَغيّرتْ ليلاً. |
| Bu hani, ayağını sakatlayan birisine, kayak almak gibi birşey. | Open Subtitles | تعلم , ذلك مثل زلاجات لشخص كسر رجله للتو |
| - Levye gibi birşey aramaya gittim belki bunu kaldırabilirim. | Open Subtitles | - كنت أحاول إيجاد شىء لعمل رافعة- ربما يمكننى رفع هذه الصخرة |
| Evet, onun gibi birşey. | Open Subtitles | نعم, شىء مثل هذ |
| Ne söylemeyi istediğimi bilmek gibi birşey, | Open Subtitles | لا ، إنه أشبه بالحالة التي أعلم ما أريد قوله فيها |
| Bu ilkel bir internet gibi birşey hadi ! | Open Subtitles | هذا يشبةشبكة إنترنت ما قبل التاريخ أو شئ ما |
| Şurandaki küçük iğneyi fark ettim. İşaret gibi birşey, değil mi? | Open Subtitles | لقد لاحظت وجود دبوس صغير هنا، انة يبدو كشعار اليس كذلك؟ |