| Şimdi onlarla görüşmeye gidiyorum, ve onlar da beni dinleyecekler. | Open Subtitles | أنا في طريقي لرؤيتهم الان و سوف يستمعون إليّ أيضاً |
| Yok bir şey, toplantıya gidiyorum, o kadar. Bak, daha sonra konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | لاشئ, أنا فقط في طريقي إلى إجتماع إسمع, هلا تحدثنا في وقت لاحق؟ |
| Giriş yapma saçmalığını hallettim, ve şu anda odama gidiyorum. | Open Subtitles | لقد أتممت هراء تسجيل الدخول وأنا في طريقي إلى غرفتي |
| Olay yerine kendim gidiyorum ve emin ol onu güvende tutacağım.n. | Open Subtitles | أنا في طريقي إلى موقع الحدث نفسي للتأكد من انها مؤمنة. |
| Alman İstihbarat bürosuna gidiyorum şimdi. Ne yapabilirim bir bakayım. | Open Subtitles | أنا في طريقي للمخابرات الألمانية الآن سأرى ما بوسعي فعله |
| gözlerimi kapatsam bile sevgilim sen yoksan ben saklanmaya gidiyorum. | TED | وحتى عندما أغلق عيني، حبيبتي، إذا ابتعدتي عن الطريق، أنا في طريقي لمخبئي. |
| Su almaya gidiyorum. Siz nereye gidiyorsunuz? | Open Subtitles | آسف ، أنا في طريقي لإحضار الماء ، إلي أين تذهبون؟ |
| Teğmen Michael O'Rourke, efendim. Görev için Apache Kalesi'ne gidiyorum, efendim. | Open Subtitles | ملازم مايكل أورورك، سيدي في طريقي لاداء الواجب في حصن أباتشي، سيدي |
| Merkeze doğru gidiyorum. Yeşil ışık aldık. İyi haber. | Open Subtitles | أنا في طريقي لمركز القيادة لقد جاءنا الضوء الأخضر |
| Kulağa biraz kendini beğenmiş gelecek ama Country müzik şarkısı veya yıldızı olmak için şehre gidiyorum, tabii oraya varabilirsem. | Open Subtitles | حسنًا، أعلم بأن ذلك يبدو تعجرفًا لكنني في طريقي إلى المدينة إن استطعت كي أصبح نجمة أغاني ريفية |
| Onların yanına gidiyorum. Neden? Deli misin sen? | Open Subtitles | أنا في طريقي لمقابلتهم هل أنت مجنون ولماذا؟ |
| Seçmelere gidiyorum, hâlâ patlama yapacağım şansımı arıyorum. | Open Subtitles | أنا في طريقي لتجربة أداء. ما زلت أبحث عن الفرصة الكبرى. |
| Sürekli gidiyorum, bir türlü kuzeye gelemedim. | Open Subtitles | لقد كنت في طريقي إلى هناك و لكنني تعبت و لم استطع المواصلة اكثر |
| Sürekli gidiyorum, bir türlü kuzeye gelemedim. | Open Subtitles | لقد كنت في طريقي إلى هناك و لكنني تعبت و لم استطع المواصلة اكثر |
| Borçlu adı bilinmeyenlere gidiyorum. Gerçekten ezilmiş insanlar görmek ister misin? | Open Subtitles | ـ أنهم حقا أشخاص فاشلون ـ أنا في طريقي للرحيل |
| Beni dükkanda yeterince görmüyor musun? Bit pazarına gidiyorum. | Open Subtitles | ـ ألم ترى مني كفايه في المخزن ـ إنني في طريقي للخروج |
| - Sadece bir dakika. Gidiyorum. - Sorun değil. | Open Subtitles | أعطني دقيقة , ايها العميد, وسأكون في طريقي التعدي على ممتلكات الغير هو كل ما تحب |
| Evet, partiden sonra uzaklara gidiyorum. | Open Subtitles | آجل, آجل, في الواقع أنا في طريقي إلي حفلة |
| 9 yaşındaki beş çocukla Circus Circus'a gidiyorum. | Open Subtitles | أنا في طريقي إلى السيرك السيرك مع خمسة تتراوح أعمارهم بين تسع سنوات. إنه عيد ميلاد ليندسي. |
| Dinle, teklif vermekle ilgileniyorum, ama şu anda hayır kurumuna gidiyorum. | Open Subtitles | اسمعي , أنا مهتم جدّاً بعقد صفقة معك لكنني في طريقي لحفل تبرّعات الآن |