| Natascha, anladığım kadarı ile sen Amerika'ya gitmek istiyorsun. | Open Subtitles | ناتاشا أتفهم انك تريدين الذهاب الى امريكا |
| Demek, aileni bulmak için Paris'e gitmek istiyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | أذا تريدين الذهاب إلى فرنسا لتبحثي عن عائلتك؟ |
| Kazı makinası gibidirler.. Çine mi gitmek istiyorsun, seni oraya götürürüm! | Open Subtitles | إنها آلتي حفر إن كنت تريد الذهاب للصين سأخذك إلى هناك |
| Hala eve mi gitmek istiyorsun Moose? | Open Subtitles | هل ما زلت تريد الذهاب إلى البيت، يا موسى؟ |
| Tamam, anladık. Aptal locana gitmek istiyorsun. | Open Subtitles | حسنا, فهمت تريد أن تذهب الى الصندوق السخيف |
| -Bizi öldürmeye çalışan insanlara... doğru mu gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | انت تريدين الذهاب الى المكان الذي به اناس حاولوا قتلنا ؟ |
| Yani gitmek istiyorsun ama yine de benim, en azından sesimin yanında olmasını istiyorsun. | Open Subtitles | إذن فأنتِ تريدين الذهاب ولكنكِ تريدين الاحتفاظ بي قريباً أو على الأقل بصوتي |
| Ne halt yemeye oraya gitmek istiyorsun ki? | Open Subtitles | لماذا بحق الجحيم تريدين الذهاب إلى هناك؟ |
| Clemence gibi yatılı okula mı gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | تريدين الذهاب إلى مدرسة داخلية مثل كليمينز؟ |
| Hâlâ Jalapeno Treat'e mi gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | ألازلتِ تريدين الذهاب إلى المطعم الكسيكي؟ |
| Bu yüzden trenle gitmek istiyorsun, benimle olmaktan utanıyorsun! Utanmıyorum, Elaine. | Open Subtitles | لهذا السبب تريد الذهاب بالقطار، أنت تخجل أن تكون معي |
| Seni buraya getiriyorum, ilk iş onların yanına gitmek istiyorsun. Git öyleyse. | Open Subtitles | احضرتك الي هنا و انت تريد الذهاب اليهم اذن , اذهب |
| - Evet, bir harabe. Neden oraya gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | نعم، إنه هذا المبنى المتدهور لماذا تريد الذهاب هناك؟ |
| Evet, şu kahrolası bina. Neden oraya gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | نعم، إنه هذا المبنى المتدهور لماذا تريد الذهاب هناك؟ |
| kızkardeşinin düğününe eski kız arkadaşınla gitmek istiyorsun, | Open Subtitles | أنت تريد أن تذهب لحفل زفاف أختك مع صديقتك السابقة. |
| Yoksa midillilerle oynamak için mi gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | هل أنتَ متأكّد أنّكَ لا تريد أن تذهب لتلعب بالمهور فقط؟ |
| Katilin yukarıda olduğunu düşündüğünü söyledin ve oraya mı gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | لقد قُلتِ للتو أنكِ تعتقدين أن القاتل مازال بالأعلى وهُناك حيث تودين الذهاب ؟ |
| Nereye gitmek istiyorsun, Vegas vato? | Open Subtitles | إلى أين تود الذهاب أيها الخنيث, فيغاس ؟ |
| Merak etme, annem. Eve gitmek istiyorsun biliyorum. | Open Subtitles | لا بأس يا صغيري, أعلم بأنك تريد العودة إلى المنزل |
| Çünkü herkesten fazla düşündüm ve bence sen bu partiye gerçekten gitmek istiyorsun. | Open Subtitles | لأنني كنتُ أفكر أكثر من أي شخص أنك في الواقع ، تريدين أن تذهبي الي الحفل |
| Hayır götüremem. Niçin evine gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | لا أستطيع لكن لماذا تريدين العودة للبيت؟ |
| Neden eve gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | لماذا تُريدُ الذِهاب إلى البيت؟ |
| Bir yere gitmek istiyorsun, konuşmaya başlasan iyi olur. Ne geçmişi? | Open Subtitles | إن أردت الذهاب للمكان فعليكَ البدء بالتحدّث أي تاريخ مشترك ؟ |
| Açık şekilde buradan gitmek istiyorsun ama istifa edersen primin sende kalmıyor. | Open Subtitles | أنّك تريد الرحيل من هنا لكن لا يمكنك أن تستقيل وتتوقع الحفاظ على مكافأتك. |
| Bence her zamanki gibi gitmek istiyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك فقط تريد المغادرة كما تفعل دائماً |
| Ve sen erkenden yatağa mı gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | وانت تريد ان تذهب إلى السرير في وقت مبكر. |
| İyi de neden gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | ولكن لمَ ترغب بالذهاب على أي حال؟ |
| Sen gitmek istiyorsun ve bu da evimizi kökünden sökebilecekleri anlamına geliyor. | Open Subtitles | تريدين الرحيل وهذا يعني أنهم يستطيعون تدمير منزلنا |