| Onlarla beraber gitmeliydim Demek istediğim, Hannah onlarla birlikte gelmemi istemişti. | Open Subtitles | كان يجب أن أذهب معهم كانت تريدني أن أذهب |
| Onunla beraber gitmeliydim. Neden onunla beraber gitmedim. | Open Subtitles | كان يجب أن أذهب معها، لِمَ لم أذهب معها؟ |
| Yüzbaşı Hill'e gitmeliydim. O bu işi düzeltirdi. | Open Subtitles | كان يجب ان اذهب للنقيب هيل لقد ازاح الامر بعيدا |
| Penceresi olmayan bir yere gitmeliydim. Bu sayede söylediğin gibi çipi çıkarabilirdim. | Open Subtitles | كان علي الذهاب حيث لا توجد نوافذ كي اْنزع الشريحة كما قلت |
| Belli ki şansım varken Puerto Vallarta'ya gitmeliydim. | Open Subtitles | ومن الواضح. ينبغي لقد ذهب لبويرتو فالارتا عندما أتيحت لي الفرصة. |
| Şansım varken seninle gitmeliydim buradan. | Open Subtitles | كان يجب عليّ المغادرة معك عندما واتتني الفرصة |
| Oraya gitmeliydim. Çok üzgünüm. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أكون هناك , أنا آسف |
| Aylar önce gitmeliydim ama hayat yola çıkıyor işte. | Open Subtitles | كان علي الرحيل قبل شهور ولكن... هناك بعض العوائق. |
| Bir gün gene depom boştu, ama gene de işe gitmeliydim. | Open Subtitles | بيوم ما، نفذ خزان وقودي لكن كان عليّ الذهاب إلى العمل |
| Eric ile W.Ü'ye gitmeliydim. | Open Subtitles | كان ينبغي بي الذهاب إلى جامعة ويسكنسن مع إريك |
| Kızkardeşime gitmeliydim. Aptalın tekiyim. | Open Subtitles | كان يجب أن أذهب إلي أختي كان غباء |
| Evden çıkmadan gitmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أذهب قبل أن أغادر المنزل |
| Önce tavukçuya gitmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أذهب لمحل الدجاج أولآ |
| Bir tane. Beni New York'tan takip etmiş. gitmeliydim. | Open Subtitles | واحد تتبعني من نيويورك كان يجب ان اذهب ثقي بي |
| Başka şansım yoktu gitmeliydim | Open Subtitles | لم يكن لدى اختيار كان يجب ان اذهب |
| Aslında gitmeliydim! | Open Subtitles | كان يجب ان اذهب |
| Penceresi olmayan bir yere gitmeliydim. Bu sayede söylediğin gibi çipi çıkarabilirdim. | Open Subtitles | كان علي الذهاب حيث لا توجد نوافذ كي اْنزع الشريحة كما قلت |
| Gitmeyi unuttum, gitmeliydim. | Open Subtitles | لم أذهب ، أردت الذهاب نسيت الذهاب ، كان علي الذهاب |
| Asla evlenmemeli ve kiliseye katılıp manastıra gitmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب ألا أتزوج قط، وكان علي الانضمام للكنيسة كان علي الذهاب للدير .. |
| Ben gitmeliydim. Ben gitmeliydim! | Open Subtitles | وإذا قد ذهبت في ينبغي لقد ذهب. |
| Beni aradığı zaman, Robin'in yanına Atlıkarınca'ya gitmeliydim. | Open Subtitles | أنا غاضب من نفسي, كان يجب عليّ مقابلة (روبن) عند الأحصنة الدوّارة عندما اتصلت |
| Lanet olsun, onunla gitmeliydim. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أكون معه. |
| Vasilissa'yla birlikte gitmeliydim. Onunla gitmeliydim. | Open Subtitles | كان علي الرحيل مع (فاسيليسا) كان علي الرحيل |
| Angela'nın doğum günü partisine gitmeliydim. | Open Subtitles | كان عليّ الذهاب إلى حفلة عيد ميلاد (أنجيلا) |
| Yatağa gitmeliydim. | Open Subtitles | تباً! كان يجدر بي الذهاب للفراش |