| "gitmemizi beklemiyorsunuz ya." dedim. | Open Subtitles | لقد قلت له أنت لا تتوقع منا أن نرحل هكذا |
| Rupert bu kadar budala olma. Anlamıyor musun, bu adam gitmemizi söylüyor. | Open Subtitles | لا تكن متبلداً هكذا الرجل يخبرنا أن نرحل |
| Bakın! Bizi gemimize geri götürmek istiyorsanız, bizim gitmemizi izleyebilirsiniz. | Open Subtitles | لو أردت يمكنك مرافقتنا لمركبتنا و يمكنك مشاهدتنا نرحل |
| bizim aşağı gitmemizi ve yeni türler bulmamızı olanaklı kıldı. | TED | ولقد سمح لنا أن نذهب إلى الأسفل والبحث عن أنواع جديدة. |
| gitmemizi istiyorsanız, şimdi gitmeyelim mi? | Open Subtitles | إذا أردتم منا المغادرة , نحن لا يجب أن نغادر الأن ؟ |
| Zaten hep buralardan gitmemizi istemişlerdi ve şimdi sen bu bölgede içi gizli bir nefretle dolup taşan herkese bizi ifşa ettin. | Open Subtitles | دائماَ ارادوا رحيلنا والآن أنت كشفتنا لكل ساحة كراهية مدفونة في هذه المقاطعة |
| Babam oraya gitmemizi istedi, yani, bir planı var, o yüzden O'na güveniyorum. | Open Subtitles | لقد طلب إلينا والدي أن نأتي لهناك فلا بدّ وأنّ لديه خطّة ما، لذا أثق به |
| 30 yıldır buraya emek veriyoruz, ve o bizim gitmemizi istiyor. | Open Subtitles | ولكننا نعمل هنا منذ 30 عاماً ويريدنا الآن أن نرحل |
| Hafta sonu gitmemizi bekliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتوقعون أن نرحل خلال عطلة نهاية الإسبوع |
| Onunla gitmemizi istedi. Çetenin bizi koruyacağını söyledi. | Open Subtitles | أرادنا أن نرحل معه، وقال إن العصابة ستحمينا. |
| Bak, gitmemizi istiyorsan, sorun değil ama biliyorsun ki, her şey bir yere kadar. | Open Subtitles | تعلمين إذا كنتي تُريدين أن نرحل لا بئس ولكن تعلمين في مرحلة ما... |
| İngiliz Filo ve Merkez Komutanlığı gitmemizi istedi. | Open Subtitles | قائد الأسطول البريطاني في "سينتكوم" طلب للتو أن نرحل على الفور. |
| gitmemizi mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | أنتم ترودونا أن نرحل, اليس كذلك؟ |
| Sen gitmemizi istiyorsun, ben gitmeyi. | Open Subtitles | تريدنا أن نرحل وأنا أريد أن نرحل |
| Çok fazla insanın olmadığı bir yere; size gitmemizi ister misin? | Open Subtitles | حسناً ,ربما تود أن نذهب إلى هناك حيث لا يوجد الكثير من الناس |
| Babam bir yere gitmemizi istiyor. Biz de gidiyoruz. | Open Subtitles | أبي يخبرنا أن نذهب إلى مكان ما سنذهب إليه |
| Şimdi buraya gitmemizi istiyor, John. | Open Subtitles | و الآن تريدنا هي أن نذهب إلى هناك يا جون |
| Tok'ra üssündeki geçit bağlanma cihazını çalışmaz hale getirmekte ısrar etti ve bize gitmemizi emretti. | Open Subtitles | أصر على إبطال جهاز الإتصال بالبوابة في قاعدة التوكرا و أمرنا أن نغادر |
| gitmemizi istiyorsanız, bize gideceğimiz bir yer inşa etmeniz gerekecek. | Open Subtitles | لو أردت رحيلنا عليك بناء منزل نذهب إليه |
| Tamam, teşekkürler. Oraya geleceğiz. Oraya gitmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | حسناً , سنأتي بالحال يريدوننا أن نأتي إليهم |
| Evlenmemize engel olabilirler ama perdenin arkasındaki küçük odaya gitmemizi engelleyemezler. | Open Subtitles | يمكنهم منعنا من الزواج لكن لن يحرمونا الغرفة المظلمة يلا بنا |
| evde oturan bir cin gitmemizi istiyor. | Open Subtitles | هناك جني يعيش في المنزل ويريد منا الرحيل |
| Arka yollardan batıya doğru gitmemizi söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بأنه يجب أن نتجه غربا |
| Hayır, düğüne gitmemizi istiyor. Düğüne gitmemizi söyleyip durduç | Open Subtitles | لا إنها تريدنا أن نذهب إلى الزفاف إنها تظل تقول إذهبوا إلى الزفاف |