| Güzel bir çift siyah Converse gösterişli ve lekeli çoraplar giymiştim. | Open Subtitles | ارتديت زوجاَ من الصنادل السوداء وغنية بالخرز والغبار عليها |
| Kot ceket ve harika eski püskü, pembe tişörtü giymiştim. | Open Subtitles | وارتديت تنورة جنز ومن ثم ارتديت وتلك البلوزة الممزقة القديمة الوردية |
| Aslında bilerek gömlek giymiştim önlük giymemek için. | Open Subtitles | وكنت قد لبست خصيصاً قميصاً بدون كمين حتى لا أضطر لارتداء العباءة. |
| 14. doğum günü partimdi. İlk gece elbisemi giymiştim. | Open Subtitles | كانت حفلة عيد ميلادى الرابع عشر إرتديت أول فستان رسمى لى |
| Hani arkası açık olan. Annemle babamın yıldönümlerinde giymiştin. Robert annenlerin yıldönümünde ben ne giymiştim? | Open Subtitles | الرداء المفتوح من الظهر ارتديته في ذكرى أمي وابي روبرت |
| Evet, şey burada yoklar. burası tam bir felaket, Çünkü,bardayken giymiştim. | Open Subtitles | نعم, أنهم غير موجودين و هذا سيء لأني أرتديتهم بالحانة وعندما جئنا إلي تلك الشقة. |
| 6. sınıf mezuniyetimde giymiştim. | Open Subtitles | إرتديتُ هـذا لتـخرجي من الصف السادس |
| Bu elbiseyi Sun Bar noel partisi için giymiştim... | Open Subtitles | لقد ارتديت هذا الزي لحفلة الكريسماس في بار الشمس |
| Şuna bakın! Tulumum. Bu yavruyu tüm lise dönemimde giymiştim. | Open Subtitles | يا للهول ، إنه الجنز الصدري الخاص بي لقد ارتديت هذه خلال الجامعة ، لقد كانت بجامتي |
| Ben Toga'mı tam da bu odada giymiştim. | Open Subtitles | ،عندما ارتديت ثوب التوغا كان ذلك في هذه الغرفة نفسها |
| Herkes gibi ben de kuştüyü ve ekoseli mont ve dağcı botu giymiştim. | Open Subtitles | ارتديت ملابس و احذية المشي المنقوشة مثل الجميع |
| Hâlbuki şu ne dediğini unuttuğun için tartışırken giymemi yasakladığın tişörtü giymiştim. | Open Subtitles | ارتديت ذلك التيشيرت الذي قلت بأنه ليس مسموحا لي إرتداؤه ونحن نتناقش لأنه يجعلك تنسى ماتتحدث عنه. |
| "Aşkım Satılık Değil"* filminden etkilenip de püsküllü bir kıyafet giymiştim. | Open Subtitles | لبست ذلك الزي من الجلد المدبوغ بسبب ذلك الفيلم.. |
| Gökyüzü maviydi. Gri giymiştin. Ben de şifon giymiştim. | Open Subtitles | وأنتِ كنتِ رمادية وأنا لبست شفاف |
| Neyse ki kurşun geçirmez yelek giymiştim. | Open Subtitles | لسبب ما، إرتديت اليوم سترّة واقية من الرّصاص. |
| Bak, bu elbiseyi nisan töreninde giymiştim. | Open Subtitles | وانظر , الساري الذي ارتديته لحضور الزفاف ممزق |
| Onları sadece bir kere giymiştim. | Open Subtitles | أرتديتهم مرة واحده فقط |
| -Bende striptiz kostümü giymiştim. | Open Subtitles | وأنا إرتديتُ ملابس عارية |
| Mezuniyetimde Greyhound otobüs şoförü üniforması giymiştim. | Open Subtitles | لقد أرتديت زي سائق حافلة الجريهاوند في حفلة التخرج. |
| Düğünümüzden önceki gün verdiğimiz yemekte de aynı renk elbise giymiştim. | Open Subtitles | هذا نفس لون الفستان اللذي لبسته في عشاء ما قبل زواجنا. |
| Bunu lise mezuniyetinde giymiştim ben. | Open Subtitles | انا لبستها في حفل تخرجي في الثانوية العامة |
| Onu ilk defa, ailesinin bizim şerefimize verdiği özel bir yemekte giymiştim. | TED | أرتديته للمرة الأولى في عشاء عقده والديها على شرفنا |
| Güzel kostüm! Geçen sene ben de aynısından giymiştim. | Open Subtitles | زى رائع,هذا ما كنت ارتديه الليله الماضية |
| Biliyor musun, şekerim? Bunu son 1983 de giymiştim. | Open Subtitles | أتعلمين عزيزتي، آخر مرة لبستُ هذا كان في 1983 |
| O sıra geceliğimi giymiştim. | Open Subtitles | كنت ألبس الروبي في ذلك الوقت . |