| Ama Grady son zamanlarda bilgilendirme yapmadı o yüzden yeni adamı bulamıyoruz. | Open Subtitles | لكن جرادي تغيب عن مكان الوصول ونحن لا نستطيع ايجاد رجل جديد |
| Bu dostça sohbeti kesmek hoşuma gitmiyor, ama ilk nöbet sıran geldi Grady. | Open Subtitles | أنا أكره مقاطعة هذه الاحاديث الودية ولكن انه حارستك الأولى، جرادي |
| Ben Grady... 10 yıldır ilk defa bir MIA memuru olay sırasında ölüyor. | Open Subtitles | بين غريدي أول ضابط من مركز مكافحة الجريمة المنظمة نفقده منذ عشر سنوات |
| Grady'i çarşaf değişimi sırasında çamaşırhaneye getirmem yazıyordu, ben de yaptım. | Open Subtitles | يخبرني بأن أجلب غريدي الى المصبغة خلال تبديل البياضات لذا قد قمت بذلك |
| Pekâlâ, hiç memnun olmadım, Grady. Ben bir yazar değilim. | Open Subtitles | حسنا ,انا لست مسرورة يا جريدى , اننى لست كاتبة |
| Hadi Grady, bu fırsatı tepme. Var mısın yok musun? | Open Subtitles | هيا,غرادي,هذه هي فرصتك الكبيرة.انت معنا أو لا ؟ |
| Onun Massie'lerin çocukları Tamy ve Grady'i tedavi edip etmediğini bilmeliyim. | Open Subtitles | ما اريد معرفته ان كان قد عالج أولاد ميسي تامي و غرايدي |
| Sabırsızlıkla beklediğim zevkle yapacağım başka bir şey yok, bay Grady. | Open Subtitles | لا يوجد شئ أتطلع اليه مع عظيم سرورى يا مستر جرادى |
| Tanrım! Yerden uzaklaş, Grady! Yerden uzaklaş! | Open Subtitles | بحق المسيح, ابتعد عن الارض, كرايدي ابتعد عن الارض |
| Grady'yi ateşin başında bıraktık, tıpkı bunun gibi. | Open Subtitles | تركتنا جرادي يجلس أمام النار تماما مثل هذا |
| Grady'yi sevmek çok zor. | Open Subtitles | إنه من الصعب كالجحيم للحصول على شخص مثل جرادي |
| Grady bana bir şey anlatmıştı, burada yaşayan kızla ilgili. | Open Subtitles | هو فقط الشيء الذي جرادي قال لي حول البنت التي إعتادت العيش هنا |
| Grady bölge savcısı ile anlaşmalar yapıyormuş. | Open Subtitles | غريدي كان يقوم بعقد صفقات مع المدعي العام أذن .. |
| Bruce Grady'i Mayfield'in hücresinin yanına koydular. | Open Subtitles | وضعوا بروس غريدي في زنزانة مجاورة لمايفيلد. |
| Ve bir süre sonra, Grady onu konuşturdu. | Open Subtitles | وبعد فترة من الوقت، أستدرجه غريدي الى الحديث عن الموضوع. |
| - Hayır. Sanırım Grady'nin gerçekten tehlikede olduğunu düşünseydin, doğruyu söylerdin. | Open Subtitles | كنت اظن انك كنت ستعترف ان وجدت ان جريدى فى خطر |
| Yerine geldiğim sorumlu kişi kış bekçisi olarak, Charles Grady adında bir adamı işe aldı. | Open Subtitles | المدير الذى كان موجوداً قبلى إستخدم رجلاً إسمه تشارلز جريدى كمشرف على الفندق فى الشتاء |
| Bu yüzden Grady'nin adamları, Frank Bennett'in kamyonetini ortaya çıkarabildi. | Open Subtitles | لهذا ضباط غرادي صادفوا شاحنة فرانك بينيت |
| Aslında suçlamayı eyalet yapıyor Bayan Grady. | Open Subtitles | لأنك تتهمني بتزييف مرضه في الواقع الحكومه هي التي تتهمك هنا, سيده غرادي |
| İşin aslı, Bay Grady, bunu Talon'da kasanın yanında bulduk. | Open Subtitles | في الواقع سيد غرايدي وجدنا هذه بقرب الصندوق في حانة التالون وهي لكيفن ونريد محادثته |
| İnandırmak için bir fırsat daha verin, bay Grady. | Open Subtitles | فقط إعطنى فرصه إضافيه لأثبت ذلك مستر جرادى |
| Grady, Grady Hoover. Hakkınızda okumuştum, Bay Gummer. | Open Subtitles | كرايدي, كرايدي هوفر نعم لقد قرأت عنك سيد كومر |
| Wade ve Grady August'tan bunun hesabını soracaklar. Nasıl bilmiyorum ama buradan çıkmalısın. | Open Subtitles | والتر) و(جريدي) سوف ينتقمون) من (أوجست) لا أعرف كيف ولكن يجب أن تهرب |
| Homer, Grady'nin söylemeye çalıştığı... Nasıl desem? | Open Subtitles | هومر، ما يحاول جرايدي قوله كيف يمكنني قول هذا؟ |
| Bayan Grady'nin tüm işlerini devraldım. | Open Subtitles | لا بد أن هناك خطأ ما,لقد أخذت قائمة قرادي وأبوك ليس في تلك القائمة |
| Ama Grady gittiğinde, burada bir boşluk olacaktır. | Open Subtitles | لكن برحيل (غاردي)، لا يُمكن لوالدته أن تتحمل إهماله. |
| Bir dakika. Alan Caufield, O'Grady'lere karşı ifade verdi. | Open Subtitles | إنتظروا. " آلان كوفيلد " لقد شهد ضد الـــ" أوجريدى "َ |
| - O'Grady peşindeki polisi ekmiş. - Ne zaman? | Open Subtitles | أوغرايدي إستطاعت الهرب من مراقبتنا - متى؟ |