| Geçen gün bana benimle gurur duyduğunu söyledi. "İyi birisin" dedi. Ama değilim. | Open Subtitles | أخبرني في يوم قريب أنّه فخور بي، وأنّي شاب طيّب، لكنّي لست كذلك. |
| Geçen gün bana benimle gurur duyduğunu söyledi. "İyi birisin" dedi. Ama değilim. | Open Subtitles | أخبرني في يوم قريب أنّه فخور بي وأنّي شاب طيّب، لكنّي لست كذلك |
| Onunla çok gurur duyduğunu ve bizimle çalışacağı için şanslı olduğumuzu söyledi. | Open Subtitles | وأراد إخباري كم هو فخور بها وكم سنكون محظوظون لو حظينا بها |
| Dur bir saniye, kadın öldüyse oğluyla gurur duyduğunu nereden biliyorsun? | Open Subtitles | انتظر دقيقة، اذا قام بقتلها، كيف تعرف انها كانت فخورة ؟ |
| O odada benimle birlikte olduğu için ne kadar gurur duyduğunu söyledi ve topluluğumuzun koşullarını geliştirmek için birlikte çalışmak konusunda konuşmaya başladık. | TED | واعترف أنه كان فخوراً لأنه كان معي في تلك الغرفة، وبدأنا نتحدث عن العمل معاً لنطور وضع مجتمعنا. |
| "Ama annemin benimle gurur duyduğunu bilmek herhangi bir ödülden çok daha değerli." | Open Subtitles | "لكن معرفة أن والدتي فخورةٌ بي تعني بالنسبةٍ لي أكثر من أي تاج". |
| Ben hiç iyi oynamasam da, babam hep topu atıp, koştuğum zaman benimle gurur duyduğunu söylerdi. | Open Subtitles | هذا لا يهم لكن والدي كان يقول دائما انه فخور بي حين ارمي كرة والحق بها |
| Seattle polis şefi dün gece polis memurlarıyla gurur duyduğunu müdahalelerinin arkasında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وليلة أمس صرح قائد الشرطة بأنه فخور برجاله وما فعلوه ودافع عن تصرفاتهم |
| Ağabeyim senden daha fazla şeye göğüs gerdi ve Konoha Shinobisi olduğu için gurur duyduğunu söyleyerek öldü. | Open Subtitles | أخي الأكبر تحمل فترة أطول وأقصى مما تحملت أنت ومات قائلاً بأنه فخور بكونه شينوبي من كونوها |
| Son 5 yıldır her ay, benimle ne kadar gurur duyduğunu söyleyen, bu kartpostalları yolladı. | Open Subtitles | كل شهر في آخر 5 سنوات يخبرني كم كان فخور بي |
| Babam ilk kez benimle gurur duyduğunu söylemişti. | Open Subtitles | وكانت هذه المرة الوحيده التي قال فيها ابي انه فخور بي |
| Onunla nasıl gurur duyduğunu, ...ne kadar kötü bir baba olduğundan dolayı duyduğun üzüntüyü. | Open Subtitles | كم أنت فخور به كم أنك آسف لأنك أب سيء سوف تقول له |
| Sonra da bana bir çek yazar ve benimle gurur duyduğunu söyler. | Open Subtitles | ثم يكتب لي شيكا حينها ويخبرني انه فخور بي |
| Ama telaffuz edebilseydi, benimle gurur duyduğunu duymak bile güzel olurdu. | Open Subtitles | لذلك من سيعلم ما إذا كان يستطيع قارئة الرواية لكن إذا كان يستطيع ذلك يكون الأمر لطيفا أن أسمع أنه فخور بي |
| Peki, mükemmel bir dünyada yaşasaydık, seninle gurur duyduğunu söylerdi. | Open Subtitles | في عالم مثالي لكانت ستقول لكِ كم هي فخورة بكِ |
| Ve bu gece kızıma buraya geleceğimi söylediğimde benimle gurur duyduğunu söyledi | Open Subtitles | ..أما الليلة وعندما أخبرت ابنتي ..بأنني سأسلم نفسي ..قالت بأنها فخورة بي |
| Bu şehrin oraya giden çocuklardan ne denli gurur duyduğunu insanların bilmesini istiyoruz. | Open Subtitles | نريد أن يعلم الناس كم أن هذه المدينة فخورة بالشباب الذين ذهبوا للحرب. |
| Babam hep IT bölümüyle gurur duyduğunu anlatırdı. | Open Subtitles | قيل لي إنّ والدي كان فخوراً بقسم المعلوماتية بالتحديد |
| Babamın şu an benimle gurur duyduğunu sanmam. | Open Subtitles | لا أعتقد أن أبي سيكون فخوراً بي في هذه اللحظة. |
| Sizinle gurur duyduğunu bilmelisiniz. | Open Subtitles | يجب عليكِ أن تعرفي أنها فخورةٌ بما أصبحت عليه. |
| Senin tek başına Gracie adlı küçük kızı büyütmenden nasıl gurur duyduğunu anlatırdı. | Open Subtitles | و مدى فخره بتربيتك لهذه الفتاة جرايسى بطريقتك |
| Gerçekten benimle gurur duyduğunu söylemedin, değil mi? | Open Subtitles | انتي لا تقصدي فقط انكِ فخوره بي |