"hak etmek" - ترجمة من تركي إلى عربي

• لأستحق
• أستحقّ
• لتستحق
• لأستحقك
• أن أستحق

Bunları hak etmek için Tanrı'ya ne yaptım ben?
مالذي فعلته بحياتي لأستحق كل ما يحدث لي وانت عقابي

Ben iyi bir insanım. Bunu hak etmek için ben ne yaptım?
أنا فتاة طيبة، مالذي فعلته لأستحق كل هذا؟

Bilmem gerekiyor... Bunu hak etmek için ne yaptım?
أحتاج إلى معرفة ما الذي فعلته لأستحق هذا

Bunu hak etmek için ne yaptım, söyle lütfen.
أرجوك، أخبرني مالذي فعلته حتى أستحقّ ذلك ؟

Bunu hak etmek için ne yaptım ben?
ماذا فعلت كي أستحقّ ذلك؟

Böyle bir işkenceyi hak etmek için nasıl bir suç işlemiş olabilir ki?
ماهي الجريمة التي أتركبها لتستحق كل هذا التعذيب الليلي؟

Nerede olduğumu, seni hak etmek için neler yaptığımı bilmiyorsun.
انت لا تعلم أين كنت فيه الهراء الذي فعلته لأستحقك

Geçimimi hak etmek isterim.
أريد أن أستحق وجودي هنا

Böyle iyi bir erkeği hak etmek için ne yaptım, bilmiyorum.
لا أعرف ماذا فعلت لأستحق رجلاً طيباً مثله

Bu şekilde bir muameleyi hak etmek için ne yaptım?
ما الذي قمتُ به لأستحق مثل هذه المعاملة ؟

Bunu hak etmek için ne yaptım bilmiyorum.
لا أعرف ماذا فعلت لأستحق هذا .أنكم تجعلون الأمر سهلاً للغاية عليّ لا أعرف ماذا فعلت لأستحق هذا

-Bunu hak ettin. Bunu hak etmek için elimden geleni yapacağım.
لقد أستحققتِ الأمر سأبذل ما بوسعي لأستحق هذا

Seninle o odada olmayı hak etmek için ne yaptığımı merak ettim hep.
كنت أتساءل ... ما الذي فعلته في حياتي لأستحق ... لأكون في غرفة معك

Bu kadar harika bir dostu hak etmek için ne yaptım bilmiyorum ama hayatıma girmenden dolayı çok mutluyum.
أنا لا أعلم ماذا فعلت لأستحق صديق رائع مثلك... ولكني سعيدة لأنك دخلت حياتي...

Seni hak etmek için ne yaptım?
مالذي فعلتهُ لكي أستحقّ ذلك؟

Bunu hak etmek için sana ne yaptığımı hiç bilmiyorum, Bayan Swan sahip olduğum her şeyin peşine düşmene neden olacak ne yaptığımı.
لا أعرفُ إن كنتُ فعلتُ لكِ شيئاً آنسة (سوان)، لكي أستحقّ هذا... لتستمرّي بملاحقة كلّ ما يعزّ عليّ.

Ama bana söyle, senin gibi birinin elinden ölmeyi hak etmek için... ne yapmış olabilir ?
لكن اخبرني ما يمكن أن تكون فعلته لتستحق الموت على يد شخص مثلك الأمر معقد

Çok çalışmamak için çok çalıştın bu dereceyi hak etmek için.
عملت بجد لأجل أن لا تعمل بجد لتستحق تلك الدرجة

- Seni hak etmek için hayatım boyunca ne yaptım?
في حياتي بأكملها .. لأستحقك أنت ؟

Seni hak etmek için ne yaptığımı bilmiyorum.
لا أعرف ما فعلته لأستحقك

Sahip olduklarımı hak etmek isterim.
أريد أن أستحق ما أملك.