| hakaretler havada uçuyordu ve diğerleri onları durdurmasaydı kavga edeceklerdi. | Open Subtitles | . تطايرت الإهانات و كانوا ليتعاركوا إذا لم يوقفهم الآخرين | 
| Yankilerden işittiğimiz hakaretler yetti de arttı. | Open Subtitles | لقد تحملنا ما يكفي من الإهانات من الشماليين المتطفلين | 
| Babası onu eğitmek için bir servet harcadı ama karşılığı hakaretler oldu. - Söyledikleri doğru. | Open Subtitles | أنفق والده الكثير على تعليمه، وكل ما أخذه منه هو الإهانات. | 
| hakaretler bunu kısa ve keskin bir yolla yaparlar. | TED | وتقوم الشتائم بهذا بطريقة مختصرة وذكية. | 
| Sonra hakaretler edildi ve içinizden biri isim vermiyorum işletmemizi polise şikayet etti. | Open Subtitles | ثم تتداول الشتائم وواحد منكم دون ذكر أسماء استدعى الشرطة في مؤسستنا | 
| Bu hoparlörlerden dua yerine üzerimize hakaretler yağdığını görmedin. | Open Subtitles | أنت لم تجرب . بدلا من أن تسمع الأذان تسمع في الميكروفونات إهانات لك | 
| Konferansta, hakaretler havada uçuşur,kıçlarını kurtarmaya çalışırlar, patronlarımız bizim yerimize birbirlerine diş bilerler. | Open Subtitles | . . المناظرة , الكثير من الاهانات و مشرفين يدافعون عن أنفسهم رؤساؤنا يتم الهجوم عليهم بدلاً عنا | 
| "Suçlu", "suçlu" bazı ağır hakaretler ve sonrasında "suçlu" "suçlu", "suçlu" "el guilto", "suçlu", "suçlu"... | Open Subtitles | "مذنب " , "مذنب" " بعض الأهانات الموجعة تلتها بالكلمة " مذنب "مذنب " , "مذنب" | 
| Sayın Başkan, ülkemizin onuruna yapılan bu hakaretler karşısında müsaadenizle burayı terk ediyorum! | Open Subtitles | هذا غير مقبول، السيد الرئيس، إسمح لي أن أنسحب لأن هذه الإهانات هي لشرف الدولة | 
| Arkadaşlar, hakaretler arasında nefes almayı unutmayın. | Open Subtitles | أنتم يا شباب ، لا تنسوا التنفس بين الإهانات | 
| Sanıyorum bugün için yeni hakaretler hazırladınız. | Open Subtitles | أعتقد أنكم أعددتم بعض الإهانات الجديدة لليوم؟ | 
| Paylaştığımız iyi niyetimizin karşılığını da gördüğümüz oldu ama çok iyi bey ve hanımlardan dalga geçer şekilde hakaretler de işittik. | Open Subtitles | سمعنا ما يكفينا عن حسن النيّة لكن الإهانات الفكاهيّة تردنا من بعض ألطف الرجال والنساء. | 
| Ben ona iyi günler diledim, ve o bana öfkeden kudurmuş bir halde hakaretler savurdu. | Open Subtitles | في يوم جيد وألقت علي سيل من الإهانات لم أستطيع أن أمسكها . . | 
| Evet, tüm o eski ve kötü hakaretler, tüm o mantıksız fikirler... | Open Subtitles | نعم , كل الإهانات و الطبع المتقلب كل الخلافات المنطقية . | 
| Oh, hakaretler bile kulağa hoş geliyor o aksanda. | Open Subtitles | أوه، حتى الشتائم الصوت جيدة في ذلك لهجة. | 
| Ve Neil'in babasına hakaretler savurduğum için pişmanım. | Open Subtitles | ونادم على كيل الشتائم لوالد نيل ,ايضا | 
| Her köşede bana iğrenç hakaretler savunurdu. | Open Subtitles | القاء الشتائم الشريرة في منجم كل منعطف. | 
| - Çünkü bildiğim hakaretler bitmek üzereydi. | Open Subtitles | لماذا ؟ - لان الشتائم قد نفذت مني ؟ | 
| Bizi göndermek için sebzeli hakaretler yetmez. | Open Subtitles | سيتطلب الامر أكثر بكثير من من إهانات على وزن الخضروات لإبعادنا | 
| Bundan böyle konuşma kisvesi altında ironik hakaretler yok. | Open Subtitles | لا إخفاء للأسرار بعد الآن، إهانات ساخرة متمثلة على أنها محادثة. | 
| "Yaşanan son olaylarda atılan tüm iftiralar, yapılan hakaretler ve düzenbazlıklar... | Open Subtitles | "الاحداث الاخيرة التي تجمع كثيرا من الافتراءات الاهانات , و الخداع | 
| "Suçlu", "suçlu" bazı ağır hakaretler ve sonrasında "suçlu" "suçlu", "suçlu" "el guilto", "suçlu", "suçlu"... | Open Subtitles | "مذنب" , " "مذنب مذنب " بالكلمة تلتها الموجعة الأهانات بعض " "مذنب" , " "مذنب |