| İşimi aldılar,istikrarımı aldılar... şimdi de konuşma hakkımı elimden alıyorlar. | Open Subtitles | لقد اخذو مني عملي,واستقراري الان سوف يأخذون حقي في الكلام |
| Kraliyet ailesini öldürmeye ve gasp edilen taht hakkımı geri almaya! | Open Subtitles | سأذهب لأقتل العائلة المالكة وأعتلي العرش الذي ليس من حقي |
| Haklarımı biliyorum. Telefon etme hakkımı istiyorum. Telefon etme hakkımı verin bana! | Open Subtitles | أعرف حقوقي وأريد مكالمتي الهاتفية إنها أولى حقوقي هذه أولى حقوقي الأساسية |
| Her hakkımı her şeyi size bırakıyorum. | Open Subtitles | وبموجب هذا تبطل كل حقوقي في كل شيء بهذا المنزل |
| Yaşama hakkımı tehdit etmedikçe silah taşıman benim için sorun değil tabii. | Open Subtitles | لا أعترض على حملك سلاح طالما ذلك لا يتعارض مع حقّي للعيش. |
| Eğer beni zorlayacaksanız susma hakkımı kullanacağım. | Open Subtitles | لو انك تضغط علّي سالتزم بحقي في السكوت كلا الامر ليس هكذا اطلاقا |
| hakkımı çalan bu kardeşe diz çökmektense Firavun'a diz çökmeyi tercih ederim.! | Open Subtitles | مستحيل ، إننى افضل الركوع لفرعون المصرى على الركوع لهذا الأخ الذى سلبنى حقى الشرعى |
| Avukatımın tavsiyesi doğrultusunda Birleşik Devletler Anayasası'nın beşinci ek maddesince bana tanınan susma hakkımı kullanarak bu soruyu cevaplamayı reddediyorum. | Open Subtitles | بناء على نصيحة المستشار، أنّي بكل أحترام أمتنع عن الإجابة على سؤالك، وفقًا لحقوقي بموجب التعديل الخامس من دستور الولايات المتحدة. |
| - Beni töhmet altında bırakabileceği gerekçesiyle, cevap vermeme hakkımı kullanıyorum. | Open Subtitles | في واشنطن العاصمة؟ أرفض الإجابة على أساس أنها قد تجرمني |
| Ama hem kendini mahvedersin, hem de benim bu ikiyüzlülüğe baş kaldırma hakkımı elimden almış olursun. | Open Subtitles | لكنك تجازف بسمعتك و تمنعني من حقي للوقوف ضد هذا النفاق |
| Sanırım hizmet etmeme hakkımı kullanma vaktim geldi artık. | Open Subtitles | الآن سأعمل على تفعيل حقي في رفض تقديم أي خدمات |
| Ben Amer tahtındaki hakkımı istiyorum. Hangi tarafta olduğunu bilmeyen sensin! | Open Subtitles | أنا لا أريد إلاً حقي في آمير أنت الذي لم تعد تعلم ماذا تريد ؟ |
| Dedektif, şu anda hukuki danışma hakkımı kullanıyorum. | Open Subtitles | أيتها المحققة ، في هذا الوقت أنا أقدّم حقي في مشورة قانونية |
| Tamam, peki, yapacağım. Ama yine de itiraz hakkımı kullanıyorum. | Open Subtitles | حسنا, لا بأس, سأفعل ذلك, لكني لا زلت أمارس حقي بالإعتراض |
| Sonuçların gelmesi üç ayınızı alır ancak, bu yüzden ya sıkı fıkı olacağız ya da bana telefon hakkımı kullanmama izin verirsin. | Open Subtitles | يحتاج لثلاثة أشهر حتى تخرج نتائج ذلك التحليل لذا إما أن نرتاح بالجلوس هنا أو يُمكنُكِ أن تُعطيني حقي بمكالمة هاتفين، الآن |
| Narkotik büro az önce reçete yazma hakkımı elimden aldı. | Open Subtitles | سحبت هيئة مكافحة المخدرات حقوقي بوصف الأدوية |
| Saygısızlık etmek istemem ama Amerika Anayasası'nın Beşinci Düzenlemesi'ndeki sessiz kalma hakkımı kullanacağım. | Open Subtitles | مع كامل الاحترام، جينرال سوف أستعمل حقوقي كي أبقى صامتا تحت التعديل الخامس في الدستور |
| Yaşama hakkımı tehdit etmedikçe silah taşıman benim için sorun değil tabii. | Open Subtitles | لا أعترض على حملك سلاح طالما ذلك لا يتعارض مع حقّي للعيش. |
| Daha sonra seksle ilgili fikrimi değiştirme hakkımı saklı tutuyorum. | Open Subtitles | و أحتفظ بحقي في تغيير رأيي بالنسبه لممارسة الجنس في أي وقت |
| Yalnız olma hakkımı başka kim savunurdu? | Open Subtitles | من غيرك سوف يدافع عن حقى أن أكون وحيداً ؟ |
| Avukatımın tavsiyesi doğrultusunda Birleşik Devletler Anayasası'nın beşinci ek maddesince bana tanınan susma hakkımı kullanarak bu soruyu cevaplamayı reddediyorum. | Open Subtitles | بناء على نصيحة المستشار، أنّي بكل أحترام أمتنع عن الإجابة على سؤالك، وفقًا لحقوقي بموجب التعديل الخامس من دستور الولايات المتحدة. |
| Koloni vatandaşı olarak, avukat tutma ve yargı süreci hakkımı talep ediyorum. | Open Subtitles | أطالب بحقوقى كمُواطن من المُستعمرات بتمثيل قانوني وإدعاء كامل |
| hakkımı vermesini sağla. | Open Subtitles | تأكد من أنه ينصفني |
| hakkımı olanı almak için kız kardeşimle canımla dişimle savaşacağım, çünkü ben, Bertram Geiss, hala babasının güzel oğluyum. | Open Subtitles | سأحارب أختي بالأسنان والأظافر لأحصل على ما أستحق لأنني أنا، (بيرترام غايس)، لازلت الإبن البارّ لوالدي |