| Halime, tatlı falan deme, nazar değdireceksin çocuğa. | Open Subtitles | حليمة لا تقولي بأنه لطيف ، سيلعن بالحظ السيء هكذا . |
| - Buraya geldiler Halime, okuldalar. | Open Subtitles | أنهم هنا حليمة ، أنهم في المدرسة ؟ |
| - Halime, hoş geldin. Sensin değil mi? | Open Subtitles | أوه حليمة ، مرحباً , أهذهِ أنتِ ؟ |
| Bir gün buraya geldim, oturdum. Ve şimdi Halime bak. | Open Subtitles | ، لم يتعدّى وجودي هنا إلا يوماً واحداً وها أنـا أجلس هكذا، وانظر إليّ الآن |
| Tanrım, şu Halime bak. Bayağı iyi oynuyorum. | Open Subtitles | يا إلهي, انظري إليّ أجعل من نفسي صعبة المنال |
| Hayır, yapma. İyiyim. Eski Halime döndüm. | Open Subtitles | لا، هيا انا بخير لقد عدت الى حالتي |
| Bu sabah aklımdan Halime'm nerede diye geçiyordu? | Open Subtitles | كنتُ أفكر هذا الصباح : " أين طفلتي حليمة ؟ " |
| Halime, buraya kahve içmek için gelmedin değil mi? | Open Subtitles | حليمة ، أنت لم تأتيّ من أجل شرب القهوة . |
| Halime, benim kızım da oğlum da yok, kadın aklın bunu anlayabiliyor mu? | Open Subtitles | حليمة ، أنا لأ أملك ابناً ولا بنتاً ! أفهمتني يا أمرأة ! |
| Merhaba Halime. Biz gitmeden dönmüşsün. | Open Subtitles | مرحبا حليمة ، لقد عدتي قبل أن تذهبي حتى . |
| Sevgili Halime, oranın nerede olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | تلك القرية يا حليمة أتعلمين أين ؟ - أين ؟ |
| Ayrıca Mustafa bu sabah: "Aron, Halime'nin yanına git" dedi. | Open Subtitles | ومصطفى قال لي هذا الصباح : " أرون أذهب لزيارة حليمة " |
| Aron, hadi gel, şunları Halime için çıkarıver. | Open Subtitles | أرون ، هيا أحمل هذهِ الأغراض لمنزل حليمة . |
| Gidebildiğim kadar gittim. Şimdi mahvoldum,Halime bak. | Open Subtitles | لقد ذهبت أبعد ما يمكنني أن أذهب إليه وتحطمت, أنظر إليّ |
| Sana o silahı doğrulttuğumda... ben de aynı şeyi düşünmüştüm. Şimdi Halime bak. | Open Subtitles | أجل، شعرت بالشيء نفسه حين أشهرت ذلك السلاح أمامك . و الآن، انظر إليّ |
| Bin kişinin olduğu bir aileye katılmak... Bir de şimdiki Halime bak. | Open Subtitles | سأنضم لعائلة تتكون من الآلاف, والآن انظري إليّ |
| Phoenix'e taşındı alçaklar. Halime baksana. Çöle iki dakika bile dayanamam ben. | Open Subtitles | ذهبوا إلى (فينكس) الأوغاد، أنظر إليّ ما كنت أتحمل دقيقتين في الصحراء |
| Sette aşk olmaz kuralı olan kişi bendim ama şu Halime bir bak. | Open Subtitles | أنا من وضع قانون "لا للعلاقات الغرامية على المسرح" وانظر إليّ |
| Konuştukça daha da kötüleşiyorum. Şu Halime bak. Enkaza döndüm. | Open Subtitles | لماذا كلما تكلمنا اكثر ازدادت حالتي سوء |
| Kısa sürede eski Halime döneceğim. Benim için endişe etme. | Open Subtitles | جيد ، أنا سأعود إلى طبيعتي قريباً ، حسناً ؟ |
| Gençken bayağı ilgi çekerdim, ama şimdi Halime bak. | Open Subtitles | في شبابي كنت مثيرة للإعجاب، لكن انظر إلى حالي الآن |
| O işi sen yapamazsın Halime, boş ver. | Open Subtitles | لا تستعطين أن تصلحيه يا حليمه ، أتركيه . |
| Tamam öyleyse. Eğer olaylar konusunda böyle hissediyorsan beni asıl Halime döndür de gideyim. | Open Subtitles | حسنا، إن كان هذا هو شعورك أعدني من فضلك إلى هيئتي لأنصرف |
| Ve tekrar hatırlayıp doğal Halime geri dönersem... o zaman ne olacak? | Open Subtitles | وكما أذكر أيضا سأعود لطبيعتي الحقيقية ماذا سيحدث حينها؟ |
| Beni eski Halime dönüştür. | Open Subtitles | حولنى مرة أخرى , يا إلهى |