| Sağol, kendim halledebilirim. | Open Subtitles | تحتاج إلى اليد؟ شكرا، ولكن لا أستطيع التعامل مع هذا. |
| - Bana ne bildiğini söyle sadece. - Tamam, sadece iş. O kısmı halledebilirim. | Open Subtitles | فقط اخبرنى ماذا تعرف حسنا جميع الاعمال يمكنى التعامل مع الموقف |
| Elimden başka bir şey gelmiyor ama bunu halledebilirim. | Open Subtitles | لاأستطيعإصلاحأيشيءآخر، و لكن يمكنني إصلاح هذا |
| Pekala, size teşekkürler. Kendim halledebilirim. | Open Subtitles | حسناً إذن، شكراً لكما يمكنني تولي الأمر من هنا، أراكما لاحقاً |
| - Şehir içi aramalarını ben halledebilirim, gerçekten de. - Yoo, gel otur, tatlım. | Open Subtitles | يمكنني تولّي أمر المكالمات داخل المدينة، حقاً كلا، تفضلي بالجلوس يا عزيزتي |
| Sorunlarımı kendim halledebilirim. Sen yokken de hep kendim hallediyordum. | Open Subtitles | أستطيع التعامل مع مشاكلي الخاصة وقد فعلت هذا لمدة طويلة قبل أن تأتي |
| Bunu baban olmadan da halledebilirim. | Open Subtitles | يمكنني التعامل مع هذا بشكل ممتاز دون تدخل من أبيكِ |
| Şimdi onunla irtibat kuracağım, ama bundan sonrasını kendim halledebilirim. | Open Subtitles | أنا أحاول الاتصال به الان ولكنى استطيع التعامل مع الموقف بمفردى |
| Kendine biraz zaman ayırabilirdin. İlk nöbeti ben halledebilirim. | Open Subtitles | يمكنك أن تستغل بعض الوقت لنفسك يمكننى التعامل مع الدورية الأولى |
| Tamam. Onunla sizin evin oradaki bir restoranda buluşacağız. Gidip senin işi de halledebilirim. | Open Subtitles | حسناً , انا سوف اقابلها فى مطعم بالقرب من منزلك اعتقد اننى استطيع التعامل مع الامر لكن لتعرف فقط |
| - Çengeli kırılmış sadece, halledebilirim. | Open Subtitles | إنه مجرد مشبك مكسور, يمكنني إصلاح الأمر. |
| Bunu halledebilirim sandım ama haklısın, halledemiyorum. | Open Subtitles | اعتقدت أني أستطيع إصلاح هذا، لكنكِ محقه لا أستطيع |
| Bunu halledebilirim sandım ama haklısın, halledemiyorum. | Open Subtitles | حسبتُ أنّ بوسعي إصلاح هذا، ولكنّكِ محقّة، لا أستطيع |
| Sen yokken bu ekibi ben yönettim Jack. Bunu halledebilirim. | Open Subtitles | لقد قدت الفريق بينما كنت غائباً يا جاك ، وأستطيع تولي الأمر |
| Sana söyledim,bunu halledebilirim. | Open Subtitles | اسمع لقد اخبرتك أنه يمكنني تولي هذا الأمر |
| Bunu ben halledebilirim. | Open Subtitles | أو أيا كان ما تفعلينه بعد المدرسة,يمكنني تولّي هذا |
| Tamam, yeter. Kendim halledebilirim. | Open Subtitles | أو ، شكراً ، أستطيع تدبر الأمر |
| Benim için endişelendiğini biliyorum. Ama bu işi halledebilirim. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك قلقا حول لي، لكنني قادرة على التعامل معها. |
| Ben ne yaptığımı biliyorum. halledebilirim. | Open Subtitles | أعرف ما أفعلة,أعرف ما أفعلة أستطيع تولي هذا الأمر |
| Bunu halledebilirim ama benimle iş birliği yapmalısın. | Open Subtitles | يمكنني الاهتمام بذلك لكن يجب عليك التعاون معي |
| Çünkü gerisini kendim de halledebilirim. | Open Subtitles | لأنه يمكنني القيام بالباقي دونك |
| Anlıyorum, sorun değil. Ben halledebilirim. | Open Subtitles | حسنًا، أجل، لا بأس يمكنني تدبّر ذلك الأمر |
| - Hayır, halledebilirim. | Open Subtitles | لا، بوسعي التعامل مع الأمر فأنا من فعلت ذلك |
| Para işini halledebilirim. | Open Subtitles | بوسعي تدبر أمر المال |
| Gerek yok, kendim halledebilirim. | Open Subtitles | اعتقد انه بإمكاني التعامل مع هذه. |
| Hayır ufak bir mesele vardı ama ben halledebilirim. | Open Subtitles | كلاّ، كانت هُناك مسألة صغيرة، ولكن بإمكاني الاهتمام بها. |