| Buradan çıkınca seni bir yere davet ederdim ama Hamptons'a gideceğim. | Open Subtitles | أود أن أطلب منكم للشرب بعد ولكن أنا يقود إلى هامبتونز. |
| Böyle biri hiç yokmuş gibi, Hamptons'taki ailesi de bulunamadı. | Open Subtitles | وكأن لا وجود هذا الرجل، الوالدين في هامبتونز لا سواء. |
| -Yakışıklı, kibar Hamptons'ta evi var. | Open Subtitles | أنا فقط لا متأكدا حقا أنا مهتم. حسن المظهر، مهذبا، منزل في هامبتونز. |
| Bu güney Hamptons taki polo tankları. | TED | هذه هي لعبة البولو دبابات في جنوب هامبتون. |
| Hamptons'ta bu yaz için ev kiralamaya karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت بأن أؤجر مكاناً في الهامبتونز للصيف |
| Bir araba kiralayıp Hamptons'a gitmeliyiz. | Open Subtitles | نحن يجب أن نستأجر سيارة ويقود إلى هامبتونس. |
| Ah, henüz Hamptons'ın dışında bir ev kiraladım ve bu haftasonu oraya kağıt imzalamak için gitmeliyim. | Open Subtitles | لقد استأجرت منزلاً في قرى هامبتنز وعليّ الذهاب إلى هناك عطلة الأسبوع لتوقيع الأوراق. |
| Babam Hamptons'a döndüğünden beri senin ölümünü planlıyordu. | Open Subtitles | باللحظه التي عاد بها أبي للهامبتونز كان يخطط لموتكِ |
| Hamptons'dan epey açılmışsınız dedektif. | Open Subtitles | أنت في طريق بعيد من الهامبتنز أيها المحقق |
| Eğer iki gündür Patrick'le Hamptons'ta yelkenli ile açıldığınızı söylersen kardeşin ve benim için çok büyük bir yardım yapmış olurdun. | Open Subtitles | لكانت مساعدة عظيمة لأخاك باتريك و لي أيضاً.. لو وافقت على أنك أمضيت اليومان الماضيان مبحراً وأخاك من الهامبتون. |
| Hamptons'ta ya da şehirde görüşürüz. | Open Subtitles | سوف أرى لك في هامبتونز أو الظهر في المدينة. |
| Natasha. Hamptons'tan eve erken dönen bir kadındı. | Open Subtitles | ناتاشا يأتي المنزل من هامبتونز في وقت مبكر. |
| 18 metrelik bir yat ve Hamptons'da bir yazlık ev. | Open Subtitles | يختٌ طوله 60 قدماً ، ومنزل لقضاء العطلات في "هامبتونز". |
| Hamptons'taki kır evine gidiyor. | Open Subtitles | فى الواقع انها ستذهب الى الكوخ فى هامبتونز |
| Sizi bu yaz Hamptons'a getirmek için ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | ماذا يستلزم , كي نجعلكما تزورنا في "هامبتونز" هذا الصيف؟ |
| Vincent, sen Hamptons'da kaldığında zamanlarda, kumsaldaki evinde bütün hafta sonu birlikteliğimizi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | فنسنت تذكر ذلك الصيف في هامبتونز مارسنا الحب طيلة نهاية الأسبوع في منزلك على الشاطئ؟ |
| Bu hafta sonu hâlâ Hamptons'ta oldugumuzu düsünmüs olmali. | Open Subtitles | لا بد أنه ظن أننا لا زلنا في منزل هامبتون |
| Bu hafta sonu hâlâ Hamptons'ta oldugumuzu dusunmus olmali. | Open Subtitles | لا بد أنه ظن أننا لا زلنا في منزل هامبتون |
| Hamptons'un dışında. | Open Subtitles | ,كنت في هامبتون بالطبع بقيت هناك حتى أنتهيت من كتابي الجديد |
| - Hamptons'da evin mi var? | Open Subtitles | انت ... انت لديك منزل في الهامبتونز ايضاً؟ |
| Hamptons semtinde ne yapıyor ? | Open Subtitles | ما الذي يا ترى يخطط لفعله في "الهامبتونز"؟ |
| Başarılı bir tiyatro eseriyle Hamptons'da ev alınabilir. | Open Subtitles | حسنا، أظن أن بإستطاعتها أن تشتري لك بيت في هامبتونس |
| Bir defasında araba ile Hamptons'a giderken. | Open Subtitles | ما إن تدخلا السيارة، قطعنا كل الطريق إلى قرى هامبتنز. |
| Çünkü bana, artık bildiğim yalanlarınla Hamptons'a taşındığın an harekete geçmişsin gibi göründü. | Open Subtitles | لأنه يبدو لي بأنكِ خططت كل شيء باللحظه التي جئتِ بها للهامبتونز مع الأكاذيب التي أعرفها جيداً |
| Çoğu kimseye Victoria Grayson'un kim olduğunu sorsanız Hamptons'un güçlü Kraliçesiydi der. | Open Subtitles | أغلب الناس يظنون بأنهم يعرفون من كانت هي فيكتوريا الملكه القويه في الهامبتنز |
| Ya da bu yaz Hamptons'a gidip kahrolası Met'de bütün gala açılışlarına katılabildiğim için mi? | Open Subtitles | أو لأنني أقضي إجازة الصيف في الهامبتون وأذهب لافتتاحات المعارض في المعرض اللعين؟ |