| Tesisat arabasını hangarın önüne çekip 2 saat akşam yemeği yiyecek. | Open Subtitles | سوف يسحب قاطف الكرز امام الحظيرة ويأخذ ساعتين |
| Bu sabah hangarın yakınında bile değildim. | Open Subtitles | أنا كنت بعيداً جداً عن الحظيرة هذا الصباحِ |
| Onlardan birini eski hangarın olduğu yerde devir yaparken gördüm. | Open Subtitles | رأيتُ واحدًا منهم يتوجّه... إلى الحظيرة القديمة التي تقع بالجوار |
| Bütün yolcuların hangarın içinden gemiye binmelerini sağla. | Open Subtitles | تأكد من أن جميع المسافرين هم من الحظيرة وداخل السفينة. |
| Üç bilim adamı hangarın içinde olacak. | Open Subtitles | سيكون العلماء الثلاثة داخل الحظيرة |
| Yükseltmeye az kala hangarın içindeydik. | Open Subtitles | قبل الإطلاق كنا في داخل الحظيرة. |
| Bu uçağı hangarın dışına çıkarmak zorundayım. | Open Subtitles | عليّ أن أحصل على الطائرة خارج الحظيرة |
| hangarın diğer tarafındaydım. | Open Subtitles | كنتُ على الجانب الآخر من الحظيرة. |
| Yandaki eski hangarın etrafını neden sarmışlar bir bilgin var mı? | Open Subtitles | هل تعرف لماذا هم... يتوجّهون إلى تلك الحظيرة القديمة المجاورة؟ |
| Junior, hangarın kapısını kapat! | Open Subtitles | جونيور , أغلق باب الحظيرة |
| - hangarın ikinci katında. | Open Subtitles | - الطابق الثاني أعلى الحظيرة - |
| hangarın içinde. | Open Subtitles | وهو داخل خليج الحظيرة. |