ويكيبيديا

    "hapsolmuş" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • محبوس
        
    • محبوسة
        
    • محاصرة
        
    • محبوسون
        
    • كايجد
        
    • عالقين
        
    • محاصرين
        
    • حبيسة
        
    • الحبيسة
        
    • محصورة
        
    • محبوسًا
        
    Güçlü bir erkek atın enerjisine sahip, ama zayıf bir vücudun içine hapsolmuş, hastalıklı piçin tekiyim. Open Subtitles أنا رجل فحل شجاع وقوي محبوس في جسم مريض و ضعيف
    Bu resme hapsolmuş bir ruh tam geçiş sırasında tuzağa düşmüş bu dünyadan diğer tarafa geçerken. Open Subtitles ما هذا ؟ إنها روح محبوسة التقطت بالتصوير تم قبضها لحظة إنتقالها
    Yanına çok korkunç insanlar taşınmış ve kendini eve hapsolmuş gibi hissediyormuş. Open Subtitles هؤلاء الأشخاص المريعون الذين يعيشون بجانبها و تشعر كأنها محاصرة في بيتها
    Kendilerini "anestezik bilinçlilik" olarak bilinen durum içinde hapsolmuş olarak buluyor. Open Subtitles يجدون انفسهم غير قادرين على النوم محبوسون في ظاهره تعرف بإدراك فقدان الإحساس
    Şimdi George Bluth'un bütün hapsolmuş Bilgelik arşivi 4 taksitle ayda 19.95'e sizin olabilir. Open Subtitles والآن حانت الفرصة لتحصلوا على سلسلة " كايجد ويزدوم" بأكملها مقابل 4 دفعات من 19.95
    Kuramsal olarak, askerler alanlar içine hapsolmuş olabilir. Open Subtitles طبقا للنظرية ، قد يكون الرجال ما زالوا عالقين في الحقل المغناطيسي
    Userkaf ruh vücudunuzun içinde hapsolmuş kalır. Open Subtitles الروح من أوسر كا رع يستمر محاصرين داخل جسدها.
    Tanrım, bunu sonsuza dek izleyebilirim keşke kardeşim okyanusun ortasında hapsolmuş olmasaydı. Open Subtitles ربّاه، لشاهدت تعذيبك للأبد لو لم تكُن أختي حبيسة في قاع المحيط.
    Ben bir hapishane müdürüydüm. O hapsolmuş bakışları bilirim. Open Subtitles كنتُ آمر سجن وأعرف تلك النظرة الحبيسة
    Bir çok memelide plasenta anneye ait hücrelerin arkasında hapsolmuş haldedir. TED في معظم الثدييات، تكون المشيمة محصورة خلف حاجز من خلايا الأم.
    Koruyucu zarla kaplı kireçli bir kabuğun içine hapsolmuş, savunmasız bir yavru sürüngen için yumurtadan çıkmak büyük bir çaba gerektirir. Open Subtitles بالنسبة لرضيع عاجز محبوس داخل غشاء جلدي في قشرة كلسية تكون عملية التفقيس شاقة جدا
    Gözlerimin arkasındaki küçük bir noktada hapsolmuş gibiydim. Open Subtitles أعنى, لقد جُننتُ. وكأننى محبوس فى بقعةٍ صغيرة خلف عيناى ناظراً فى هذا الاتجاه.
    İnsan vücuduna hapsolmuş bir tanrı gibidir. Open Subtitles أنه نوعاً ما كإله محبوس بجسد أنسان
    Sanki milyonlarca ateş böceği, suyun altında hapsolmuş, kanatlarını çırparak, kurtulmaya çalışıyor gibi gözükür. Open Subtitles انها تشبه الملايين من الحشرات المضيئة محبوسة تحت سطح الماء يحومو بأجنحتهم
    Onu göremediğimize göre bir kara deliğin içinde hapsolmuş olmalı. Open Subtitles بما أننا لا نراها لا بد و أنها محبوسة داخل ثقب أسود
    Benim ruhum sonsuza kadar hapsolmuş. Open Subtitles روحي محبوسة بالداخل وممنوعة من المُضيّ
    Amelia, Teller ile çalışmaya başlamadan önce kendi aklına hapsolmuş durumdaydı. Open Subtitles قبل ان تبدا ايميليا العمل بذلك الصراف, لقد كانت محاصرة داخل عقلها
    Naomi'nin başkasının vücudunda hapsolmuş gibi hissetmesini hayal etmek bile istemiyorum. Open Subtitles أنا لا أريد حتى أن أتصور نعومي أن تشعر وكأنها محاصرة في جسد شخص آخر
    - Yani şu an Nathan James mayınlı sahada hapsolmuş durumda. Open Subtitles اذاً السفينة "ناثان جايمس" محاصرة في حقل الألغام هذا بينما نتحدث!
    O insancıklar bir tepede hapsolmuş, sonsuza kadar savaşıyor. Open Subtitles كل أولئك الصغار محبوسون في تلة ليقاتلون للأبد
    Dinle, biliyorum, 49 doların peşinde olduğumu sanıyorsun ama senin bu hapsolmuş Bilgeliği izlemeni istiyorum. Open Subtitles اسمعي, أعلم أنّك ستفكرين أنّني أبحث عن النقود وحسب ولكنّني أريد منّكِ أن تشاهدي شيئاً بسيطاً من "كايجد ويزدوم"
    Otoyol'da hapsolmuş binlerce insan var! Open Subtitles لديهم آلاف الناس عالقين في الطريق السريع!
    Burada kanalda hapsolmuş halde bekleyemeyiz. Open Subtitles حسناً، لا نستطيع فقط أن نجلس هنا محاصرين في هذه القناة
    Bazı uydular kazlın buz tabakası altında hapsolmuş engin okyanuslara sahiptirler. Open Subtitles وأقمار بمحيطاتٍ شاسعة حبيسة تحت جليدٍ سميك
    İçinde hapsolmuş ejder nefesi oldukça etkili bir ilaçtır. Open Subtitles {\pos(190,210)}وأنفاس التنّين الحبيسة بالداخل تعتبر دواءً ناجعاً جدّاً
    Enerji bu dairenin içinde hapsolmuş ve serbest bırakıIması gerekiyor. Open Subtitles الطاقة محصورة في هذه الحلقة وتحتاج أن تحرر
    Bence bu çok uzun zamandır hapsolmuş, patlama ve belki de evrimle birlikte birinin kılığına girmek için fırsat bulmuştur. Open Subtitles رأيي أن هذا المتحول كان محبوسًا دهرًا طويلًا حتى شكَّلت مجموعة من الانفجارات وربَّما التطوُّر ثغرًا كافيًا يسمح له بانتحال شخصٍ آخر.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد