| Babanızın yemek borusundaki hasardan ve gırtlağında tüpten kaynaklanan şişlikten ötürü... | Open Subtitles | حسناً, مع هذا الضرر لمرئ والدك و البلع نتيجة الأنابيب .طوالالوقت. |
| Ayrıca, yurttaki grafitilerin sebep olduğu ciddi hasardan dolayı konut işleri ofisi bütün öğrencilerimizle yüz yüze konuşmamızı istiyor. | Open Subtitles | بالإضافة, إلى قسم السكن يريدون منّا التحدث إلى جميع منصوحينا. اولاً, بشأن الضرر الكبير من الرسومات في المهجع. |
| Ciğerlerinizdeki hasardan hâlâ sigara içtiğiniz sonucunu çıkarmıştık. | Open Subtitles | . . لأنه يبدو , أقصد , من الضرر اعتقدنا جميعنا أنكِ مازلتِ تدخنين |
| Gastrointestinal sisteme ve sinir sistemine verdiğiniz hasardan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن الأضرار التي ستلحق بجهازه الهضمي و بجهازه العصبي |
| - Ben fiziksel değil, psikolojik hasardan söz ediyorum. | Open Subtitles | أطالب بالتعويض عن الأضرار النفسية وليس الأضرار البدنية |
| hasardan dolayı, kontrol kodunu en baştan yazıyorum ve daha hızlı yol alacak, hiç rahatsız edilmezsem. | Open Subtitles | نظراً للأضرار , يتوجب إعادة كتابة , برمجة التشغيل من البداية وسأكون أكثر سرعة إذا لم أتعرض للمقاطعه |
| Arabadaki hasardan yola çıkarak kaza anındaki hızın 40 km civarı olduğunu hesapladım. | Open Subtitles | بناءاً على الضرر الحاصل للسيارة، إستنتجتُ أنّ السرعة كانت حوالي 40 كم في الساعة عند الإصطدام. |
| Yani neden olduğum onca hasardan sonra kızarsınız sandım. | Open Subtitles | أقصد بعد كل الضرر الذي تسببته , ظننتك ستكون غاضبا. |
| Mesleğimde yaptığım iyi şeyler sattığım sırdan dolayı oluşan hasardan çok daha fazla. | Open Subtitles | لأن كفّة الخير الذي بذلته في وظيفتي سترجح عن كفّة الضرر الذي خلفه سرٌ أفشيته |
| hasardan bahsetmiyorum çünkü hastalık tarafından tedaviden önce öleceksin. | Open Subtitles | ناهيك عن الضرر الناجم من قبل المرض والعلاج قبل أن تموت |
| hasardan Henry suçlu gibi görünüyor. | Open Subtitles | يَبْدو بأنّ هنري لَرُبَّما عِنْدَهُ الضرر الجنائي الملتزم. |
| Onun vereceği bilgi kocasının verdiği hasardan daha baskın olmalı. | Open Subtitles | فمعلوماتِها عليها أن تفوق الضرر الذي يُسببه زوجها. |
| Nasıl bir hasardan bahsediyoruz? | Open Subtitles | ما هو نوع الضرر الذي نتحدث عنه؟ |
| Bu metal yığınına baktığımda hasardan kurtulabilmiş herhangi bir parça göremiyorum! | Open Subtitles | وكماانظرإلىهذه الكتلةمنالمعدنأمامي... لا يسعني إلا أن أتساءل عنوجودأي جزءلميصبه الضرر. |
| Hasar yapısal bir hasardan ziyade iletimsel olabilir. | Open Subtitles | قد يكون الضرر دورانياً أكثر منه بنيوياً |
| Onlara sadece, bilirsin işte, kurbanın kafatasının hasardan önce nasıl göründüğünü bilmemiz gerektiğini söyle. | Open Subtitles | -وما العيب بذلك؟ أخبريهم أننا نحتاج لرؤية كيف تبدو جمجمة الضحية قبل الضرر |
| Bu kadar hasardan tahmin ettim zaten. | Open Subtitles | نعم, لقد خمنت ذلك اعتمادا على كل الضرر |
| Verdiğiniz hasardan nasibini almış iki kadın soruyor. | Open Subtitles | امرأتان قد رأتا الضرر الذي تسببتم به. |
| Kemiklerini daha çok hasardan korusan iyi olur. | Open Subtitles | أفضل من حماية عظامك من المزيد من الأضرار |
| Ve vücudundaki dokulara verilmiş hasardan söz edeceğim. | Open Subtitles | . سوف نناقش الأضرار التي حصلت له |
| Yüzündeki hasardan dolayı sözcü olma şansını kaybetmiş. | Open Subtitles | وقالوا أنّها خسرت وظيفة كمقدمة في قناة (ساتورن) بسبب الأضرار في وجهها |
| Evine verdiğim hasardan dolayı özür dilerim. | Open Subtitles | و ؟ عفو للأضرار لبيتك |