| İşin en garip tarafı, bir hafta öncesine kadar kimse sana tıbbi müdahalede bulunduğunu hatırlayamıyor. | Open Subtitles | الشي الغريب ان لا احد يتذكر.. اعطائك اي مساعدة طبية حتي منذ اسبوع |
| O kadar çok şey var ki burada, Lazanyayı getirmeyi bile hatırlayamıyor. | Open Subtitles | الكثير في عقله حتى أنه لا يتذكر اللزانيا |
| Kyle'ın kayıp olduğu ve Petersonlar'ın onu aradığı beş yıllık süreç bunları hatırlayamıyor. | Open Subtitles | فترة 5 سنوات التي كان كايل مفقدوا فيها وكان بيترسون يبحثون عنه لا يتذكر أي شئ عنها |
| Yaşlandı, hatırlayamıyor ya da hatırlamak istemiyor. | Open Subtitles | لقد كبر سنها.. لم تعد تذكر شيئا أو لا تريد التذكر.. |
| Birden fazla. En son ne zaman kadeh kaldırabildiğini bile hatırlayamıyor. | Open Subtitles | حتى إنه لا يستطيع تذكّر آخر مرّة دافع فيها عن شرفه رائع، أليس كذلك؟ |
| Ne olduğunu bile hatırlayamıyor. | Open Subtitles | أنت رأيت كيف كانت عاجزة هذا الصباح ولا تستطيع التذكّر حتى ماذا حدث |
| Kanserden, bir yıldan fazla oldu. Fakat Jared bunu hatırlayamıyor. | Open Subtitles | بالسرطان اكثر من سنة مضت, لكن جاريد لا يتذكر. |
| O hiç bir şey hatırlayamıyor ve şimdi de kendi başına mı? | Open Subtitles | الصبي لا يتذكر شيئا والآن هو فى الخارج شارد ووحيد |
| Ve şuurunu kaybettiği zamanlarda kötü biri oluyor, ama sonra hiç bir şeyi hatırlayamıyor. | Open Subtitles | وهو مع فقدان وعيه يصبح شريراً لكنّه لا يتذكر حدوثها |
| Çocuk arabada sızmadan önce olanları hatırlayamıyor. | Open Subtitles | الفتي لا يتذكر حتي قبل أن يغلبه النوم بالسيارة |
| Travma geçirdiği için hiçbir şey hatırlayamıyor. | Open Subtitles | لا بد وأن الصدمة كانت هائلة لدرجة أنه لا يستطيع أن يتذكر |
| Bu adamın barı var ve siparişleri hatırlayamıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يمتلك حانه ولا يمكنه ان يتذكر الطلبات |
| Bir sürü kişiyle konuşmuş ama hiçbirini hatırlayamıyor. | Open Subtitles | تحدث للكثير من الأشخاص و لكن لا يتذكر أحداً منهم |
| Ama hafıza kaybı yaşadığı için hiçbir şey hatırlayamıyor. | Open Subtitles | لقد فقد وعيه لذا فهو لا يتذكر حقاً اي شيء |
| hatırlayamıyor musun? Orada kimse var mı? | Open Subtitles | لا يمكنك التذكر ، ألا يوجد أحد فى المنزل ؟ |
| Odada bir başkasının olduğunu iddia ediyor ama hatırlayamıyor. | Open Subtitles | إذن فهو يزعم بوجود شخص آخر فى الغرفة ولا يستطيع التذكر ! |
| 50 Yaşında bekleme odasında bekleyen bir Alzheimer hastam var ailesini bile hatırlayamıyor. | Open Subtitles | ، أتعلم لديّ مريض بالزهايمر في الخمسين من عمره في غرفة الانتظار . لا يستطيع تذكّر عائلته حتّى |
| Bir sorun olduğunu biliyor ama bir şey hatırlayamıyor. | Open Subtitles | يعلم أنّ هنالك خطب ما لكن لا يمكنه تذكّر أي شيء |
| - hatırlayamıyor. | Open Subtitles | - .حسنًا، إنّه يعجز عن التذكّر وحسب - |
| Bunu hiç kimse bilemiyor... Ne yazık ki adamın yüzünü bile hatırlayamıyor | Open Subtitles | لا أحد يعلم هذا لسوء الحظ إنه لايتذكر وجه من فعل به ذلك |
| İfadesinde bunu söyledi. hatırlayamıyor. | Open Subtitles | هذا ما أشارت له في أفادتها أنها لا تتذكر شيئاً |
| Havuzu tahliye ettiler mi etmediler mi tam hatırlayamıyor ama kimin umurunda ki? | Open Subtitles | لا يمكنه تذكر إن قاموا بإفراغ المسبح أن لا ولكن فيم يهم ذلك؟ |
| Çok karanlıkmış ve onu çok iyi görememiş. Bunun için hatırlayamıyor. | Open Subtitles | لقد كان المكان مظلماً وهي لم ترى جيداً إنها لا تتذكر |