| Hayır. Hayır, o Donnie'nin hayaliydi. Kan görmeye dayanamıyorum. | Open Subtitles | ^كلا , هذا كان حلم ^دوني انا لم استطع الوقوف امام الدماء |
| Bu bir degisim hayaliydi, Yahudi toplum yapisinin bankerinden tüccarina, çiftçisinden askerine kadar degisimi. | Open Subtitles | حلم تغيير الطبيعة اليهودية من أمة من التجار والمصرفيين إلى أمة من المزارعين والمقاتلين |
| Yüzlerce yıldır, Kudüs'e geri dönmek Yahudilerin en büyük hayaliydi. | Open Subtitles | لمئات السنين, هذا كان حلم اليهود الرجوع للقدس,, |
| Evet şarkı yazıyordu. Bu onun hayaliydi. | Open Subtitles | نعم , لقد كان يكتب أغنية لقد كان ذلك حلمه |
| Bu filmi çekmek onun hayaliydi ve.. ..galasını bile göremedi. | Open Subtitles | حلمه الوحيد هو صنع فيلم , و هو حتى لم يرَ حفلة افتتاح الفيلم |
| Bunu senin taktığını görmek onun hayaliydi. | Open Subtitles | لقد كان حلمها أن تراكى ترتدينه فىيومزفافك. |
| O makine babanın hayaliydi Stephen. | Open Subtitles | -نقتله الآلة كانت حُلم والدك يا (ستيفن) |
| Rahip olmam ailemin hayaliydi. | Open Subtitles | لقد كان حلم أبويّ بأن أكون رجل دين |
| Öğretmen olmak Emily'nin hayaliydi. | Open Subtitles | هذا كان حلم إيميلي أن تكون مدرسة |
| Hayır, kendisi kullanmak istiyor. Bu onun çocukluk hayaliydi. | Open Subtitles | لا، هو يريد الطيران بنفسه، إنه حلم صباه |
| İlk gün, okula girdiğimde, tüm küçük Shameem'lerin, gözlerinde hayallerle-- (Kahkaha) bana baktığını gördüm, bu hayal çocukluğumda benimle olan özgürlük hayaliydi. | TED | في اول يوم مشيت فيه الى المدرسة رأيت شميمات صغار يحدقون الي (ضحك) مع احلام في عيونهم نفس حلم الحرية الذي ملكته في صغري |
| Oralarda oynamak onun hayaliydi. | Open Subtitles | لعب كرة القاعدة كما حلم |
| Hiç birinizi hayal kırıklığına uğratmayacağım... ve bu ayrıca babamın da hayaliydi. | Open Subtitles | ولن أخيب ظن أحد وكذلك حلم أبي |
| Onun hayaliydi | Open Subtitles | فلقد كان ذلك حلم أبي أيضاً |
| Babam bu adamlarla gurur duyardı. O belediye başkanı iken, şehre sanayi getirmek onun hayaliydi ve biz bu hayali gerçekleştiriyoruz. | Open Subtitles | والديّ كان فخوراً بأولائك الرجال عندما كان عُمدة, كان حلمه أن. |
| Bu onun tek hayaliydi ama bir kişi bile bunu gerçekleştirmesinde yardımcı olmuyordu ona. | Open Subtitles | كان هذا حلمه الوحيد، لكن لم يكن هنالك أي شخص يشاركه هذا الحلم |
| Okumayı öğrendiğinden beri bu onun hayaliydi. | Open Subtitles | لقد كان حلمه منذ أن أصبح يستطيع القراءة |
| Hayır, Çin Seddi'nde durarak bu, Ann'in çocukluğundan beri hayaliydi. | Open Subtitles | بإحضار إمرأة تحتضر إلى الصين؟ كلاّ، بل للوقوف على سور الصين العظيم فقد كان حلمها منذ كانت فتاة صغيرة |
| Hep hayaliydi. Yani, evet kalıyoruz. | Open Subtitles | لطالما كان هذا هو حلمها دائماً إذن , أجل سنبقى. |
| En büyük hayaliydi. | Open Subtitles | لقد كان حلمها ا لكبير |
| Kansaslı bir çiftçinin hayaliydi sadece. | Open Subtitles | "فقط حُلم مزارع من "كانساس |