| Birisiyle konuşmalıyım. Bu şey hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | أحتاج لشخص أتحدث معه هذا الشيء غير حياتي |
| Ve bu benim hayatımı değiştirdi, Bay Rivers çünkü o zaman ben anladım. | Open Subtitles | وهذا غير حياتي يا أستاذ ريفرز لإني بعدها قد عرفت |
| Demek istediğim hayatımı değiştirdi, ve kendimi manken gibi hissettirdi. | Open Subtitles | وبهذا اعني انها غيرت حياتي لقد جعلتني اشعر كادميه استعراض |
| son yılımı, yani beşinci yılımı, bir öğrenci olarak Roma'da geçirmekten dolayı yeterince şanslıydım. Bu hayatımı değiştirdi. | TED | و كنت محظوظا كفاية لأقضي عامي الأخير ،العام الخامس في روما كطالب.لقد غيرت حياتي. |
| Ve 5 Haziran 1995'te, camın dışından gelen şiddetli bir çarpma sesi benim hayatımı değiştirdi, ördeğinkininse sonu oldu. | TED | في الخامس من يونيو 1995، سمعت صوت اصطدام على الزّجاج غيّر حياتي و أنهى حياة بطّة. |
| Bu adam hayatımı değiştirdi. Hayatım kökten değişti. | Open Subtitles | لديه شبكة, و لديه معد بدقة, لقد غير حياتي |
| NASCAR'ım var NFL'im de bu bir yolda ölüm noeli bu aptal geyik hayatımı değiştirdi bu bir yolda ölüm noeli bir dahaki sefere karımın üzerinden geçeceğim | Open Subtitles | لدي ناسكار و ان اف ال ايضا انه قتل الطريق في العيد هذا الغزال الغبي غير حياتي |
| O konserde olmak için birini vurabilirdim. O plak hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | كنت لأموت في سبيل الذهاب لذلك الحفل ذاك التسجيل حقاً غير حياتي |
| hayatımı değiştirdi. Bana 30.000 dolar verdi. | Open Subtitles | لقد غير حياتي بأكملها أعطاني 3000 دولاراً |
| Pekala, babanız gıda zehirlenmesinden hastanede yatarken bu kitabı okudum ve hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | حسناً لقد قرأت كل الكتاب بينما كان والدك في المشفى بسبب تسمم الطعام وقد غير حياتي |
| Ama o meteorlar hayatımı değiştirdi, ve şimdi ikinci meteor yağmuru ile... | Open Subtitles | لكن هذه النيازك غيرت حياتي و الآن مع السقوط الآخر لها |
| Bense buna bindim ve bütün hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | لقد استقليت هذه التاكسي وقد غيرت حياتي كلها |
| Onu sadece tanımak bile hayatımı değiştirdi. Para değil. | Open Subtitles | فقط معرفته غيرت حياتي ليس بسبب المال |
| Bir zamanlar biri bana bir şans verdi ve bu hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | أحدهم أعطاني فرصة في إحدى المرات وهذا غيّر حياتي |
| O kelime, "iyi", ve o sayı, "6.8", ve bunun arkasındaki keşif benim hayatımı değiştirdi. | TED | تلك الكلمة "خيّرة" والرقم 6.8 والاكتشاف وراءه غيّر حياتي. |
| Aralık 2012'nin bir gecesinde yaşananlar benim hayatımı değiştirdi. | TED | إن ما حدث في إحدى ليالي ديسمبر عام 2012 غيّر حياتي . |
| Bu soru, karşılaştığım her şeye rağmen, hayatımı değiştirdi ve bütün ihtimalleri düşünmemi sağladı. | TED | هذا السؤال فى مواجهة كل التحديات التي تواجهني في حياتي غير حياتى بالكامل وجعلنى أفكر فى كل الإحتمالات |
| Sen bunu mümkün kıldın. Seni tanımak hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | وأشكرك على ذلك, أنت جعلت هذا ممكنا معرفتك غيرت حياتى روز |
| Seni o gün televizyonda görmek hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | رؤيتك بذلك اليوم على التلفاز غيّرت حياتي |
| Tüm hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | لقد تغيرت حياتي |
| Ama bu çocuklar hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | أجل، لكن هؤلاء الأطفال غيروا حياتي. |
| hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | لقد غيّرَتْ حياتي |
| Çok iyi bilirim efendim. hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | أعرفها جيدا يا سيدي غيّرت مجرى حياتي |
| Biliyorum, kulağa çılgınca geliyor ama o yazı hayatımı değiştirdi. | Open Subtitles | اعلم أن هذا سيبدو كالجنون ولكنه قام بتغيير حياتي |