| Burası haydutların ve hırsızların bir araya geldiği kanunsuz bir yer. | Open Subtitles | مكان غير خاضع لقانون حيث قُطّاع الطرق، اللصوص والقَتَلة احتشدوا وامتزجوا | 
| Polisten kurtulup haydutların eline düştüm. | Open Subtitles | لقد تحررنا من يد الشرطة وسقطنا بأيدي اللصوص | 
| Bu görevi haydutların icabına bakarak çabucak bitireceğim ve beraber Konoha'ya döneceğiz. | Open Subtitles | سأذهب وأنهي المهمة بسرعة بالتخلص من قطاع الطرق وسنعود إلى القرية معاً | 
| Böylece haydutların onu benden alması tehlikesi ile karşılaşayım, öyle mi? | Open Subtitles | وأخاطر بأحتمال سرقتهم من قبل قطاع الطرق ؟ | 
| Kontrol edemediğiniz çok belli olan haydutların onun geçmesine izin verdiklerini varsayarsak güvenli bir şekilde eve dönmeme refakat edecek bir maiyet gelecek. | Open Subtitles | . أفترضت أنك غير قادر على السيطر على المجرمين , إسمح له بالعبور . حاشيتة ستصل لترافقنى الى المنزل مباشرة | 
| 16. yüzyılın başlarında, Japonya iç savaş yüzünden sancılar içindeydi ve tüm çiftçiler, zalim haydutların demir yumrukları altında acımasızca eziliyorlardı. | Open Subtitles | في بدايات القرن السادس عشر؛ كانت اليابان تعاني من حرب أهلية طاحنة و المزارعين في كل مكان كانوا مقهورين تحت الأقدام الحديدية لقطاع الطرق و اللصوص | 
| haydutların bu alete verdikleri tepkiyi düşününce, bu numara işimize yarayacaktır. | Open Subtitles | على أساس أستجابة الريفرز) لهذا الجهاز) حينما خرجنا في آخر مرة يجب لهذه الحيلة أن تنجح | 
| Annelerin, eve sinsice sokulmakta olan haydutların varlığından ve o küçük, çekirdek ailen ile gözü dönmüş canavarlar arasında sadece ama sadece senin kalacağından haberleri yoktur. | Open Subtitles | الأمهات لا يعرفن شيئاً عن اللصوص المتسللين، المتوجهين نحو المطبخ من وراء الجليد، بحيث تحول وحدك بين عائلتك الصغيرة، | 
| Yanan ambarda haydutların yaratıkları bağlıdır ve şimdi de en iyi kısmı geliyor! | Open Subtitles | لقد سرق اللصوص الامتعة و وضعوها داخل مخزن الحبوب ليحرقوه والان... الجزء المثير | 
| Bu haydutların istedikleri gibi davranmasına nasıl dayanıyor ve izin veriyorsunuz? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تبقى مكتوف الأيدي وتدع أولئكَ اللصوص أن يفعلوا مايحلو لهم | 
| Ayrıca haydutların çaldığı şeylerin arasından istediklerini geri alacağıma dair söz veriyorum. | Open Subtitles | كما أعدكِ أنّي سأستعيد العناصر التي طلبتِها من اللصوص. | 
| haydutların ve barbarların sana tahtı kazandırabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد حقا اللصوص والبرابرة يمكن الفوز لك العرش؟ | 
| Hayır. Şu haydutların ne kadar nazik ve yumuşak olduklarına bir baksana. | Open Subtitles | لا , إنظروا إلى كيف هؤلاء اللصوص لطيفين ومحترمين | 
| Köylülerden haydutların bu tarafa geldiklerini öğrenmiş olmalılar. | Open Subtitles | لابد أنهم علموا بوجود قطاع الطريق هنا عن طريق القرويين | 
| İdam sırasında haydutların aralarında konuştuğunu duymuş. | Open Subtitles | لقد سمع قطاع الطرق يتحدثون بينما كانوا ينتظرون إطلاق النار | 
| haydutların sayısının ondan fazla olmadığını söylediler. | Open Subtitles | أخبرونا الناس أن قطاع الطرق ليسوا بأكثر من عشرة أفراد | 
| Mektubu, Gabbar Singh; haydutların reisi diye imzalamış. | Open Subtitles | لقد وقع باسمه جبار سينج زعيم قطاع الطرق. | 
| Meyhaneci, kızın, ailesini haydutların öldürdüğünü söylemesinden korktu. | Open Subtitles | خشي صاحب الحانة أن تقول الصغيرة إن قطاع الطرق قتلوا عائلتها | 
| Servetinizi veya değerli şahsınızı haydutların ellerine teslim edemezdik. | Open Subtitles | لم يكن ممكنا أن نجعل ثروتك أو أنت . يسقطان في أيدي المجرمين | 
| Tacın etrafında haydutlar var haydutların girmeye korktuğu bir yerde. | Open Subtitles | إنّ التاج محاط من قبل المجرمين حيث يخاف المجرمين للخطو إليه | 
| Burası haydutların cennetiydi ne de olsa. | Open Subtitles | لقد كانت جنة المجرمين بالرغم من ذلك كله | 
| Bu, haydutların başına geldi. | Open Subtitles | كان ذلك أمراً معتاداً لقطاع الطرق. | 
| haydutların bu alete verdikleri tepkiyi düşününce, bu numara işimize yarayacaktır. | Open Subtitles | على أساس أستجابة الريفرز) لهذا الجهاز) حينما خرجنا في آخر مرة يجب لهذه الحيلة أن تنجح |