| Dinle eğer gerekli fedakarlıkları yapmaya hazır değilsen sorun değil. | Open Subtitles | أسمعي, اذا لم تكوني مستعدة لبعض التضحيات, شيء يمكن تقبله |
| Dinle eğer gerekli fedakarlıkları yapmaya hazır değilsen sorun değil. | Open Subtitles | أسمعي، اذا لم تكوني مستعدة لبعض التضحيات، شيء يمكن تقبله |
| Ama ölmeye hazır değilsen, burada olmamalısın. | Open Subtitles | لكن إذا لم تكن مستعد للموت فلا يجب أن تكون هنا |
| - Eğer buna hazır değilsen, söyle bana. | Open Subtitles | إن لم تكن مستعدا لهذا .. عليك آن تخرني لا .. |
| Eğer aptal gibi görünmeye hazır değilsen başına asla muhteşem bir şey gelmez, değil mi? | Open Subtitles | إن لم تكن مستعداً لأن تبدو غبياً لن يحدث أي شئ رائع، صحيح؟ |
| Erteleyebiliriz, çünkü eğer sen hazır değilsen, bende değilimdir. | Open Subtitles | ويمكننا تأجيله بسبب ان كنتي غير مستعده .. حتى انا لست مستعد |
| Eğer işe geri dönmek için hazır değilsen bir çaresini buluruz. | Open Subtitles | اسمعي، إن لم تكوني مستعدة للعودة إلى العمل سنجد حلًا ما |
| Eğer hayatını 'tüm yönleriyle' paylaşmaya hazır değilsen gelmeye zahmet etme. | Open Subtitles | لو لم تكوني مستعدة لتشاركينني حياتك كل حياتك فلاتظهري |
| Eğer yaşamını paylaşmaya hazır değilsen, sakın gelme. | Open Subtitles | لو لم تكوني مستعدة لتشاركينني حياتك فلاتظهري |
| İyisin ama, eğer hazır değilsen sana olacak olan, ona değil. | Open Subtitles | أنت جيدة، لكن إن لم تكوني مستعدة لهذا، فمؤخرتك هي التي ستعلق هناك، ليست مؤخرته. |
| Eğer en iyilerden biri olmaya hazır değilsen, o bu konuda iyi destekçidir. | Open Subtitles | انها شاعرٌ رائع لليافعين اذا لم تكوني مستعدة بعد للعظماء |
| Eğer yapmaya hazır değilsen bunu ben de .. | Open Subtitles | واذا لم تكن مستعد لذلك فسأفعل أنا |
| Beni biliyorsun B.l.G. Eğer hazır değilsen söyleme. | Open Subtitles | ان تعرفني فقط من شهر يا (بيغ) لا تقولها إن لن تكن مستعد |
| - Eğer hazır değilsen bu köpek ve midilli gösterisini yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أتعلم، ليس عليك حضور ذلك العرض( دوج اند بوني) إن لم تكن مستعد لذك. |
| Eğer hazır değilsen, bunun önüne geçemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيع اسعادها اذا لم تكن مستعدا |
| Onu tahtaya yapıştırmaya hazır değilsen peşinden gelmesi için bir sebebi yok. | Open Subtitles | ان لم تكن مستعدا لدفعها على رأس السرير |
| Eğer hazır değilsen burada olmana gerek yok. | Open Subtitles | لست مضطرا لتكون هنا ان لم تكن مستعدا |
| Pekala, nedenlerini dinlemeye hazır değilsen! | Open Subtitles | حسناً إن لم تكن مستعداً للإصغاء لسبب ما |
| Bu yüzden buna hazır değilsen, ...tanrı aşkına, sadece dürüst ol ve söyle. | Open Subtitles | فإذا كنتِ غير مستعده لذلك فقط.. كوني لطيفه وأخبريني |
| - hazır değilsen... | Open Subtitles | لأنه عندي موعد عند طبيب الأسنان،كما تعلم،لذا لكن،أقصد،إذا لم تكن مستعدًا |
| Tetiği çekmeye hazır değilsen silahı doğrultmaman gerektiğini duydum. | Open Subtitles | لقد قيل لي من غير الحكمة تصويب المسدس على أحدهم إن لم تكن جاهزاً لقتلهم |