| Menejerinin işine son verdi ve yeni bir gösterinin hazırlıklarına başladı. | Open Subtitles | قام بفصل مدير أعماله وبدأ في الإعداد لنوع جديد من العروض. |
| Harika. Will'in hazırlıklarına yardım etmek için biraz erken gelmem gerek. | Open Subtitles | عظيم, يجب أن نأتي إلى هنا مبكرا لنساعد ويل في الإعداد |
| Bu şartlar altında gemiye geri döeneceğim ve Le Verrier istasyonunu yok etme hazırlıklarına başlayacağım. | Open Subtitles | وتحت هذه الظروف سأعود إلى السفينة وسأبدأ الإعداد لتدمير محطة "لا فيري" |
| Hayır, gidip tören hazırlıklarına yardım etmeliyim. | Open Subtitles | لا، أنا يجب أن أذهب للمساعدة في التحضير للتتويج |
| Ama, bunu söylediğinde, bu deyim ilk komünyon ve ilk günah çıkarma ayinimizin hazırlıklarına ait heyecanın içinde yitip gitmişti, herkes bunun sadece giyeceğimiz beyaz elbise ve beyaz peçe ile ilgili olduğunu düşünüyordu, | TED | ولكن عندما قالت ذلك، يبدو أن العبارة كانت محصورة في التشوق و التحضير للتناول الأول وأول اعتراف، ويعرف الجميع حقا ان كل شيء عن الثوب والوشاح الأبيض، |
| Yarın döndüğün vakit, taşınma hazırlıklarına başlarız. | Open Subtitles | بعد أن تعود بالغد سنبدأ استعدادات الرحيل من هنا |
| Tamam, neden sadece koltuğa oturup uçuş hazırlıklarına başlamıyorsun? | Open Subtitles | حسنا, لماذا لا تذهب الى كرسي التحكم وتقوم ببدا استعدادات الطيران. |
| CPPCC hazırlıklarına göre CPC görüşlere açık | Open Subtitles | في التحضير للـ"المجلس الأستشاري السياسي الصيني" الجديد، "الحزب الشيوعي الصيني" مفتوح للإقتراحات. |
| Maria, sen Hacı'yla kal. Jasmin, Thomas'la hiçbir şey olmamış gibi düğün hazırlıklarına devam et. | Open Subtitles | "ماريا" سوف تبقى برفقتك "حاجي"، ياسمين" انت و"توماس" أكملا التحضير لزفافكما وكأن شيء لم يحدث |
| İşgal hazırlıklarına devam edin. | Open Subtitles | أكملوا استعدادات الغزو. |