| Müzik merkezinden, 1000$'lık bir hediye çeki. Müziği seviyordu. | Open Subtitles | قسيمة تخوله الشراء بمَ قيمته ألف دولار من متجر للموسيقى، فهو يحب الموسيقى |
| Sonra bana bir spaya $50'lık hediye çeki verdiler. | Open Subtitles | وبعدها أعطوني قسيمة شراء تساوي 50 دولارا |
| Öğretmenler gününde bana beş dolarlık hediye çeki vermişti. | Open Subtitles | أعطتني بطاقة هدايا بـ5 دولارات في يوم تقدير المعلم. |
| Nereden aklıma geldi bilmiyorum ama bir keresinde sana 20 dolarlık Taco Bell hediye çeki aldığımı ve tek oturuşta hepsini yiyemeyeceğine dair bahse girdiğimizi hatırlıyorsundur. | Open Subtitles | لا أدري لماذا أفكر في هذا لكن هل تذكر عندما أحضرت لك بطاقة هدايا من مطعم "تاكو بل" بعشرين دولار و راهنتك |
| Güneş gören bir yere koyun. İçinde bir de hediye çeki var. | Open Subtitles | وإنّها تحتاج لضوء الشمس، وهناك بطاقة هدية معها. |
| Sana Sephora'dan 20 dolarlık hediye çeki vereceğim. | Open Subtitles | "سأعطيك بطاقة هدية 20 دولار الى "سيفورا |
| Matteo's restoranı için 300$'lık hediye çeki. | Open Subtitles | شيك هدية بـ300 دولار لمطعم (ماتيوس) |
| Artı, her aldığında 50 dolarlık hediye çeki veriyorlar. | Open Subtitles | إضافةً إلى أنه في كل مرة تشتري واحداً تحصل على قسيمة بقيمة 50 دولاراً. |
| Çok özür dilediler. hediye çeki veriyorlar. | Open Subtitles | أرسلوا إليّ قسيمة شراء كاعتذار |
| Ekte, sizi aday gösteren çalışanınız Sabrina Collins'le TJ Muckracker'ın Kalın Hamurlu Soğan Halkası Evi'nde kullanacağınız 20 dolarlık hediye çeki var. | Open Subtitles | ومرفق قسيمة هدايا بقيمة 20 دولار المتخصص في TJ Muckracker's, لـ الاطباق العميقة لشرائح البصل من أجلك لتشاركه مع الموظفة التي (رشحتك (صابرينا كولينج |
| E-Uşak için hediye çeki. | Open Subtitles | إنها بطاقة هدايا لـ"كبير خدم إلكتروني". |