| her şeyi açıklayacağım ama önce bu ufaklığın yönünü değiştirmek zorundayım. | Open Subtitles | سأشرح كل شيء ولكن أولاً يجب أن نغير هذا تغيير طفيف |
| her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | من فضلكِ أمنحيني الوقت وأنا سأشرح كل شيء لكِ |
| Pekâlâ millet bana birkaç saniye verirseniz bildiğim her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | كل الحق. الجميع، إذا كنت تعطيني بضع ثوان سأشرح كل شيء وأنا أعلم. |
| Silahını al ve benimle buluşmaya gel, her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | خذي السلاح وتعالي لمقابلتي وسأشرح كل شيء |
| Söz veriyorum sonra her şeyi açıklayacağım ama şimdi acil durum planını uygulamalısın. | Open Subtitles | أعدك سأشرح كل شئ فيما بعد لكن الأن يجب أن تتبعي خطة الطوارئ |
| Ne yaparsan yap, Grill'de Alaric'le buluşmaya gitme. Hemen oraya geliyorum, sana her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | سآتي إليكِ الآن، و سأشرح كلّ شيء. |
| Vincent, şu anda konuşamam. İşleri yoluna koyuyorum, döndüğümde sana her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | أنا أعتني بالأمر سأشرح لك كل شيء عندما أعود |
| her şeyi açıklayacağım, ama burada olma sebebim kollarının neden alındığını bildiğimden dolayı. | Open Subtitles | سأوضّح كلّ شيء لكن السبب الذي أتيت من أجله أعرف لماذا شخص أخذ ذراعيه |
| İçeride her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | سأشرح كل شىء بالداخل |
| Ve zamanı geldiğinide her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | و عندما يحين الوقت سأوضّح كل شيء |
| Sana her şeyi açıklayacağım ama şimdi benimle gelmen gerek. | Open Subtitles | سأشرح كل شيء لك ولكن أنا بحاجة لك أن تأتي معي الآن. |
| Çok fazla olduğunu biliyorum ama gereken her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | الآن، إنه الكثير لاستيعابه، أعلم، لكن سأشرح كل شيء |
| Ama eve gittiğimizde her şeyi açıklayacağım, yeminle bak. | Open Subtitles | حسناً ؟ ولكن أعدك عندما نعود إلى المنزل سأشرح كل شيء |
| - her şeyi açıklayacağım, gel yeter. | Open Subtitles | سأشرح كل شيء قابليني في الفندق |
| Evet. Dinle, sana her şeyi açıklayacağım, tamam mı? | Open Subtitles | نعم، أنصتي سأشرح كل شيء لك، حسناً ؟ |
| Soracak soruların var. Gel, her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | لديك العديد من الأسئلة تعال، وسأشرح كل شيء |
| Şimdi silahını bana ver, söz veriyorum her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | فقط أعطني مسدسك وسأشرح كل شيء أعدك |
| Daha sonra her şeyi açıklayacağım. Evde birinin olduğuna emin ol yeter. | Open Subtitles | سأشرح كل شئ لاحقاً فقط تأكدي ان يكون احد بالمنزل |
| Eve varınca her şeyi açıklayacağım. Yaklaşık yarım saat sonra. Yakında görüşürüz. | Open Subtitles | "سأشرح كلّ شيء حين أعود، سأصل بعد نصف ساعة، أراك قريبًا" |
| Dolayısıyla, sadece lütfen, bir saat içinde karakolda beni karşılamak gitmek ve tamam, size her şeyi açıklayacağım? | Open Subtitles | لذا فقط أرجوك إذهب و قابلني في محطة الشرطة خلال ساعة و أنا سأشرح لك كل شيء ، حسناً ؟ |
| her şeyi açıklayacağım, o yüzden yakamı tutmadan konuşalım. | Open Subtitles | سأوضّح كلّ شيء لذا دعنا نتحدث بدون أن تمسِكَ بياقتي. |
| - Daha sonra her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | ) سأشرح كل شىء لاحقاً |
| Ve zamanı geldiğinide her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | و عندما يحين الوقت سأوضّح كل شيء |
| Sakızı al. Ondan sonra her şeyi açıklayacağım. Sadece sakızı al. | Open Subtitles | خذ العلكة , سوف أشرح كل شيء لاحقاً , خذ العلكة فحسب |