Komik bir şekilde her saat başı attan inip yürümek... | Open Subtitles | امور سخيفه ما بين النزول من على الأحصنه و السير كل ساعه |
Saat başı, her saat parça yollarız. Ciddi olduğumuzu göstereceğiz. | Open Subtitles | نرسل لهم واحداً كل ساعه نريهم أنه لا يمكن العبث معنا |
Her gece bir parti, şampanya şişeleri, parfümler ve her saat başında yeni bir aşk macerası. | Open Subtitles | ستحضرين حفلة كُلّ ليلة ستحتسين الشمبانيا، ستسبحين بالعطر و ستحصلين على علاقة حب جديدة كلّ ساعة |
Savaşı sürdürdüğünüz her saat Berlin halkının ve yaralılarımızın çektiği acıları uzatacaktır. | Open Subtitles | كلّ ساعة تستمرّ فيها الحرب تطيل معاناة جرحى وسكان برلين |
Ortaokuldan lise 3. sınıfa kadar şu soda çeşmesinin başında oturduğum her saat için bir dolar alsaydım keşke. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت حصلت على دولار نظير كل ساعة جلستها هنا من المدرسة المتوسطة وحتى السنة الثالثة في الثانوية |
Odamda fıstık ezmesi krakerleri olduğundan beri başını her saat belaya sokuyorsun. | Open Subtitles | وبينما لديّ حلوى كريمة الفول يبدو أنك تقع في مشكلة كل ساعة |
her saat başı, buraya dönerek, rapor vereceksiniz, anladınız mı? | Open Subtitles | ابغى تقرير منكم كل ساعه .. مفهوم؟ - ماير .. |
Hastaneden ayrılma ve her saat başı bana rapor ver. | Open Subtitles | لا تغادر المستشفى وأخبرنى بالمستجدات كل ساعه |
Kızın vurulurak ölseydi her saat başı evine gelmemi ister miydin? | Open Subtitles | اذن كيف تريد أن أذهب إلى بيتك كل ساعه عندما تموت ابنتك بالرصاص ؟ |
her saat başı bunları çalmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تشغلي هاذه في الجزء الأول من الساعه كل ساعه |
Oksijen değerleri her saat daha iyiye gidiyor ve yüzünün rengi de öyle. | Open Subtitles | معدلات الاكسجين تتحسن كل ساعه ولونها أفضل بكثير , أيضا |
"her saat başı KAB haber ve hava durumu." | Open Subtitles | كل ساعه في الساعه أخبار كي اي بي والطقس |
her saat arayıp sormazsam benim kız çıldırır. | Open Subtitles | يا صاح، تُصاب خليلتُي بالذعر، إذا لمْ اتّصل بها كلّ ساعة. |
Çocuklarımın antrenmanında geçirdiği her saat benimle çalışmadıkları bir saattir. | Open Subtitles | ..كلّ ساعة يتمرّن بها أبنائي معك تساوي ساعةً دون عمل لهم لديّ |
İstediği şeyi alana kadar her saat başı bir adamımı öldürüyor. | Open Subtitles | سيقتل فردًا من رجالي كلّ ساعة ريثما أحضر طلبه. |
Güvenli bir şekilde çıkana kadar, her saat bir rehineyi öldüreceğiz, şimdi başlıyorum. | Open Subtitles | حتى نجد وسيلة مرور آمنة سنقتل أحد الرهائن كل ساعة .. وسنبدأ الآن |
Paralar kamyonlarla... her saat başı sıkı güvenlik altında özel kasa dairesine götürüldü. | Open Subtitles | أخذت الإيرادات بعيداً إلى مكان خاص مرة كل ساعة تحت الحراسة الأمنية المشددة |
Bizi her saat başı uyandırıp, sıraya sokuyor ve sayıyorlardı. | Open Subtitles | وعند كل ساعة كانوا يوقظوننا لنشكل صفا ثم يأخذون أرقامنا |
- Veya, her saat için rahip hala hayatta, | Open Subtitles | أو لكل ساعه والقس لايزال على قيد الحياه, السكينه ستغوص بوصه عبر حلقها الجميل. |
Şu adam her saat başı çöp toplamayı vaat ediyor. | Open Subtitles | هذا الرجل وعدكم بخدمة نظافة على مدار الساعة. |
Her gün, her saat bazılarımız gökyüzünü tarayıp olası bir uzaylı medeniyeti dinliyor. | Open Subtitles | كُل ساعة من كل يوم, يفحصُ البعضُ منا السماوات مُستَمعاً لحضارات فضائية. |
'Milyonlarca tuzlu su her saat koya giriyor.' | Open Subtitles | هناك مليون غالون من الماء المالحِ طازة كُلّ ساعة |
Uyanık geçen her saat işiyle meşgul oluyor. | Open Subtitles | جميع ساعات يقظتها مشغولة بالعمل |