| Ve bu ışık prototipini ilk kez burada herkesin içinde gösteriyorum. | TED | وانا اعرض هذا في العلن لاول مرة هذا موضِّح الضوء المرئي |
| Hayır, bence bunu evinin mahremiyetinde yapıyorsan sorun yok, ama herkesin içinde emzirme kesinlikle mide bulandırıcı. | Open Subtitles | أن فعلت هذا في حرمة بيتك فليكن لكن الرضاعة في العلن مقرفة |
| Ve haberiniz olsun, ikinizden biri bana herkesin içinde "babaanne" demeye kalkarsa, silahıma davranırım. | Open Subtitles | واذا دعوتماني بالجدة أمام الجميع سأستخدم مسدسي |
| Pekâlâ, neden bana bu şarkıyı herkesin içinde söyleyemiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لم تقومي بغناء هذه الأغنية لي أمام الجميع ؟ |
| Yanlış olduğunu düşünsemde herkesin içinde emziriyorum. | Open Subtitles | أنا أُرضع في مكان عام على الرغم من أنه خطأ |
| Sanırım herkesin içinde kullanmazsan, sorun olmaz. | Open Subtitles | حسنا ، أعتقد بأنك أذا لم تستخدمها علنا فالامر بخير |
| Çünkü daha 18 yaşında bir kızım ve beni herkesin içinde ağlattın. | Open Subtitles | لأني مراهقة تبلغُ ال 18 و أنتَ جعلتني أبكي في العلن. |
| Çünkü herkesin içinde bana anne dersen, seni yumruklarım. | Open Subtitles | لأنك إذا ناديتني أمي في العلن فسوف أضربكِ |
| -Sen kim oluyorsun da beni herkesin içinde küçük düşürüyorsun. | Open Subtitles | من تفكر في نفسك بحق الجحيم؟ إحراجي في العلن ؟ لو لديك مشكلة في النفقة |
| Kendimi daha da utandırmak için şimdi de herkesin içinde jimnastik yapacağım. | Open Subtitles | ولأزيد من إحراجي، الآن سأقوم بالتمارين الرياضية في العلن. |
| Beni burada, herkesin içinde yapmak zorunda bırakma. | Open Subtitles | لا تجعليني افعلها هنا فالخارج , ليس أمام الجميع ؟ |
| herkesin içinde bana yumuşak bir erkekmişim gibi davrandın. | Open Subtitles | عاملتني كأنني ضعيف أمام الجميع |
| -Ona herkesin içinde böyle davranman şart mıydı? | Open Subtitles | هل كان عليك توبيخه أمام الجميع هكذا ؟ |
| Bak, çok ilginç bir konuşmaydı ve herkesin içinde seni utandırmayı gerçekten istemiyorum, ama... | Open Subtitles | أصغِ، كانت تلكَ خطبة مثيرة حقّاً ولا أريد فعلاً أن أحرجكَ أمام الجميع لكن... |
| Kaç kişi olursalar olsunlar, öğlen vakti herkesin içinde saldırmazlar. | Open Subtitles | أيمكن أن يكون فخاً ؟ ! حتى وإن كانوا هم ، فلن يفعلوا شيئاً في مكان عام وفي وقت الظهيرة |
| İnan bana, bu seni herkesin içinde küçük düşürmek için değil. | Open Subtitles | صدقيني هذا لا يعني أني أهينك علنا |
| Tanrı'yı herkesin içinde alenen inkâr edip imanından vazgeçmiş ve şu an bir Japon olarak yaşıyor. | Open Subtitles | لقد أنكر الرب علانية. وتخلى عن إيمانه ويحيا الآن كأحد اليابانين. |
| herkesin içinde onu reddediyormuş gibi davranıyordu ama yalnızlarken, eski aşkları yeniden alevleniyordu. | Open Subtitles | على الملأ كانت تدعي أنها ترفضه لكن في الأوقات الخاصة، كانت الشرارة القديمة تستعيد نورها |
| herkesin içinde iyiliğin olması gerektiğini biliyorum, ...ama bazen bunu görmek zor oluyor, ...bu bana umut verdi. | Open Subtitles | اعلم بوجود خير داخل كل انسان, ولكن احيانا يصعب عليك رؤيته لذلك يعطينا هذا بعض الامل |
| Kızkardeşinin kıyafetlerini giyip herkesin içinde gezineceğim. | Open Subtitles | سأقوم باستعارة ملابس أختك وأرتديها أمام الملأ |
| herkesin içinde, senin bunun garip olduğunu düşünmediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | , لا أصدق أنه أنتِ منهم كلهم لا تظنين أن هذا غريب |
| herkesin içinde düşüp duruyormuş. Doktora gitmesini söyledim. | Open Subtitles | لقد قالت إنها أصيبت بمرض وجعلها تسقط في الأماكن العامة |
| Yüzüne karşı onu aşağılıyorlardı... herkesin içinde. | Open Subtitles | قاموا بإهانته، وجهاً لوجه... أمام العامّة. |
| Gizliden gizliye, içimizdeki canavarın, herkesin içinde olduğunu görmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن في خفية نأمل ان نرى ان الوحش الذي في كل واحد منا يكون بداخلنا جميعا |
| herkesin içinde kontrol edilemeyen bir karanlık korkusu vardır. | Open Subtitles | لكن داخل كلّ منا خوفُ خارج السّيطرةُ مِنْ الظلامِ. |