| Hiç kimseyle hiçbir şekilde iletişime geçme. Hatta direkt telefonunu ver bana. | Open Subtitles | أو تتواصلي مع أحد بأي طريقة , في الواقع , أعطيني هاتفك | 
| Biz çavuşun öldürülmesine hiçbir şekilde karışmadık. | Open Subtitles | يا سيدي ، نحن لسنا متورطان بأي طريقة في موت الرقيب | 
| Yani bağırma, zorlama ve... ve hiçbir şekilde tehdit etme. | Open Subtitles | لذا لا تصرخي ولا تتنمّري، ولا تقومي بتهديده بأيّ طريقة. | 
| dedi ve oğlunun Wired ile neden ilgilenmiş olabileceğini hiçbir şekilde anlayamadı. | TED | لم يستطع استيعاب أن يكون ابنه مهتما بوايرد، بأي شكل من الأشكال. | 
| Çoğalıcıların neden saldırdığını hiçbir şekilde bilemeyiz. | Open Subtitles | ليس لدينا طريقة لمعرفة لماذا كان الريبليكيتورز يهاجمون | 
| hiçbir şekilde yasadışı faaliyetleri onaylayamam. | Open Subtitles | . أنا لا أريد التدخل بهذا الشيء الغير قانوني بأية طريقة | 
| Tamam, yani o zaman daireden hiçbir şey çıkartamamam, hiçbir şekilde benim suçum değil. | Open Subtitles | حسناً، إذاً لم يكن خطئي بأيّ شكل أنّني لم أستطع الحصول على شيء من الشقة. | 
| Ama sözleşmede taraflardan birincisi, yani Danny ile taraflardan ikincisi, yani benim hiçbir şekilde üçüncü şahıslarla yani seninle ilişkiye girmememiz şartı var. | Open Subtitles | لكن العقد يذكر طرف الجزء الأول ، دانى وطرف الجزء الثانى ، أنا سنبلغ أنفسنا بأى شكل | 
| Bana göre kendini s*ktiren bir kız hiçbir şekilde fahişe değildir. | Open Subtitles | بالنسبة لي، فإن الفتاة التي تسمح لأي أحد بمضاجعتها ليست عاهرة بأي حال من الأحوال | 
| Bu şeyin herhangi balıkçı botuna hiçbir şekilde yakın olmaması gerekiyor. | Open Subtitles | ذلك الهراء لا يجِبُ أبداً أن يكون قرب أيّ سفينة صيد | 
| hiçbir şekilde gerçek anlamda seks olmadan ama... | Open Subtitles | و لا توجد ممارسة للجنس من اي نوع وحتى الان | 
| Hayır bayım, hiçbir şekilde ima bile etmedi. | Open Subtitles | لا,سيدي, ولا بأي طريقة ولا باي شكل من الأشكال | 
| Böyle davranan biri hiçbir şekilde topluma katkıda bulunamaz. | Open Subtitles | شخص مثل هذا لا يساهم في المجتمع بأي طريقة | 
| Gözünü ondan ayırdın ve kadını bir daha hiçbir şekilde umursamadın. | Open Subtitles | إذا أشحت بنظرك عنها أو أهملت تلك المرأة، بأي طريقة كانت ، مجدداً , فليساعدني الرب | 
| Bay Darcy, bana o evlilik teklifini kabul etmeyi düşünebileceğim hiçbir şekilde yapamazdınız. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون قد تقدمّت ... بعرض بيدك بأيّ طريقة مُمكنة والتي قد تُغريني على قبول الأمر | 
| Onlara hiçbir şekilde zarar vermek istemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أفكر بإيذائهم بأيّ طريقة | 
| hiçbir şekilde. | Open Subtitles | أنا لا ألمسهن يا جاك بأي شكل من الأشكال, بصدق. | 
| Ve biza karşı yapılan bu eylemlerin arkasındaki kaçık bizi hiçbir şekilde etkilmeyecektir. | Open Subtitles | و الشخص المختل الذي وراء هذا الهجوم ضدّنا لن يؤثر علينا بأي شكل من الأشكال | 
| Döngü tamamlanana kadar hiçbir şekilde bağlantı kuramayacağız. | Open Subtitles | ليس لدينا طريقة للتواصل مع مهامنا قبل أن تنتهي | 
| hiçbir şekilde benim onayımı istemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تسعى وراء استحساني بأية طريقة أليس كذلك؟ | 
| - Elbette. hiçbir şekilde bunu kayıt altına almanı istemiyorum. | Open Subtitles | ـ بالطبع ـ لا أريدك أن تسجل هذا بأيّ شكل من الأشكال | 
| Onun güzel bir şey alması seni hiçbir şekilde incitmemeli. | Open Subtitles | أن تحظى أختك بشىء لطيف هذا لن يضرك بأى شكل! | 
| hiçbir şekilde rahatsız hissetmeni istemiyoruz. | Open Subtitles | لانريدك ان تشعري بعدم الطمأينه بأي حال من الأحوال | 
| Hayatının sosyal yönünde o tam bir çocuk gibiydi, hiçbir şekilde olgunlaşmamıştı. | TED | و من ناحية حياته الاجتماعية كان أشبه بطفل لم ينضج أبداً. | 
| Havadan takip yapılmayacak, arabayla takip hiçbir şekilde tolere edilmeyecek. | Open Subtitles | ولا مراقبة من سيارة او رقابة من اي نوع ... ستكون مقبولة | 
| Seninle hiçbir şekilde yapmam zaten. Bir bakirle olmaz o iş! | Open Subtitles | ومن ناحيتي مستحيل ايضا ليس مع عذراء مثلك | 
| hiçbir şekilde ödün yok, Tutsisin, Hutu'sun, annemi öldürmüş olabilirsin, babamı öldürmüş olabilirsin. | TED | لم يكن هناك أي نوع من التحفظ كـ .. أنت توتسي ، أو أنت هوتي ، قد تكون قتلت أمي .. أو ربما قتلت أبي. | 
| Savaş hiçbir şekilde bitmeyecek. | Open Subtitles | في أي حال من الأحوالِ الحرب لَن تذهب بعيدا | 
| Bayan Harrison, hiç kimsenin bana hiçbir şekilde hatalı olduğunu... ispatlamadığı önceki evliliğe ait bir anlaşma imzalamış. | Open Subtitles | السّيدة هاريسن وقّعتْ إتفاقية زواج لا أحد أثبتَ لي خطأ في أية حال. | 
| hiçbir şekilde düzeltemez mi diyorsun? | Open Subtitles | ألا تعتقد أن هناك أي طريقة تمكّنه من العودة؟ |