| Ama bilmenizi istiyorum, Stan'in bu işle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | لكني أريدك أن تعرف بأن ستان ليس له علاقة بالأمر |
| Bu kağıt parçasının demokrasi ile hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا الجزء من الإزدراء ليس له علاقة بالديموقراطية |
| Onun bu işle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | أنا أؤكد لك أيها المحقق بأنه لا علاقة له بذلك |
| İki Mimoza içtim ama olanlarla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | لقد أخذت جرعتين لكن ليس لها علاقة بما حدث |
| O benim sağlık koruma memurumun karısı. Onun bu konuyla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | انها زوجة المسئول عن الصحة العامة لا دخل لها بأى شئ |
| Yazarın uyruğunun karakterin uyruğuyla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | جنسية المؤلف لا علاقة لها بجنسية الشخصية |
| Bu herifin senin kayıp olayıyla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا الرجل , ليس له أي علاقة بشخصٍ مفقود |
| Elbette bunun, aynı firmanın bu televizyon kanalı ve dondurma şirketine sahip olmasıyla hiçbir ilgisi yok, konudan uzaklaşıyorum. | Open Subtitles | بالتأكيد هذا ليس له علاقة بحقيقة أن المحطة وشركة البوظة ملك لنفس المؤسسة |
| Bunların Bertram's Oteli'yle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | انظر هنا,ان هذا ليس له علاقة مطلقا بفندق برترام |
| Bu benim seçimimdi. Kyle'la hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | لقد كان ذلك خياري , ليس له علاقة بـ كايل |
| İtiraz ediyorum! Bunun bu davayla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | اعتراضهذا لا علاقة له بمجريات هذه المحاكمة |
| CIA'yle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | انه لا علاقة له بوكالة المخابرات المركزيه |
| Senin o arabanın içinde yaptıklarının işle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | ما تفعله وراء عجلة القيادة لا علاقة له بالمال. |
| Cinayetinizin bizimle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | جريمة القتل الخاصّة بكم ليس لها علاقة بنا. |
| Tamamen şaka gibi ve şarkınızla hiçbir ilgisi yok mu? | Open Subtitles | مزحة تماماً والتي ليس لها علاقة مع أغنيتك |
| Belki biraz, ama bu olayla hiçbir ilgisi yok bunun. | Open Subtitles | ،ربما مستاءة قليلاً ولكن لا دخل لذلك بإستيائي |
| Ya da belki cinayetle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | أو ربما لا دخل له بالجريمة مهما يكن |
| Oradaki kızın, Hale kundakçılık davasıyla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | أتعرف هذه الفتاة بالداخل لا علاقة لها بقضيه الحرق |
| Silahlarımın ve zırhımın bununla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | بلادي الأسلحة والدروع بلدي يجب أن لا علاقة لها به. |
| O halde Bay Sweeney'i koruyup Renata'yı mahkum ediyorsunuz, ...ama bunun Bay Sweeney'in ifadenize rüşvet vermeye çalışmasıyla hiçbir ilgisi yok | Open Subtitles | إذًا أنتِ تحاولين حماية السيد سويني والتضحية بريناتا لكن هذا ليس له أي علاقة بمحاولة السيد سويني في رشوتكِ للتأثير في شهادتكِ؟ |
| bunun ne kadar benzersiz olduğunu bilmek için teste ihtiyacım yok, ki bunun elektromanyetikle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | لا أحتاج لإجراء اختبار لأعرف أنّ لا علاقة لهذا بالإشارت الكهرطيسية |
| Seninle hiçbir ilgisi yok Ethne! | Open Subtitles | ليس للأمر علاقة بك يا إيثني |
| Gitmemin dün geceyle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | رحيلي ليس له علاقه بليلة الأمس. |
| Bunun benimle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | ليس لي علاقة بذلك الأمر |
| Partideki arkadaşlarım son derece yetenekli kişiler ve hastalığımın seçimle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | ولا علاقة لمرضي بالانتخابات من الان صاعدا سيكون سياسة في سياسة |
| Bunun, bu dava ile hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا ليس له اي علاقة بهذه المحاكمة |
| Daniel'ın hikâyesinin anlaşmamızla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | قصة دانيال ليس لها علاقه بأي اتفاق |
| Televizyondaki haberlerin eğlenceyle hiçbir ilgisi yok mu? | Open Subtitles | القرارات التي تَدْخلُ الأخبارَ لَيْسَ لهُ علاقة بالترفيهُ؟ |
| Yani diyorsunuz ki sitenin çalıştırılmasıyla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | إذن لم تكن لديه أي علاقة مع تشغيل الموقع؟ |