| Bu benim doğruluğuna dair hiçbir kanıt görmediğim ama insanların doğruluğundan emin olduğu bir neden. "Yerliler evlerinin sorunu, bu tahribat" diye çekiliveriyorlar. | TED | التي لم أرى أي دليل له, هذا ما تم اشاعته دائماً بما يتعلق بمشكلة البيوت المحلية حسناً, تسعة بالمئة مما أنفقنا هو تلف, |
| Efendim, herhangi bir güvenlik ihlali adına hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | سيّدي، قطعاً لا يوجد أي دليل على وجود خرق أمني |
| Birikmiş ve paylaşılmış bilgilerimizi uzun vadeli refahımızı garantilemek için kullandığımıza dair hiçbir kanıt var mı? | TED | هل يوجد أي دليل حقيقي على استغلالنا للمعرفة وتبادلها لضمان رفاهنا على المدى الطويل؟ |
| Bu filmle ilgili kötü bir şey yaşandığına dair hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أى دليل على حدوث أى شيء سيء فى هذا الفيلم |
| Buna dair elinizde hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | إنّكم لا تملكون أيّ دليل على هذا أو أيٍّ كان |
| İçeri gir ve çık, hiçbir kanıt bırakma. | Open Subtitles | الدخول، الخروج، وعدم ترك أية أدلة على أفعالك، ذلك كان عهدنا |
| Ben dünyada seni öldürüp adli hiçbir kanıt bırakmayacak birkaç kişiden biriyim. | Open Subtitles | أنا من وسط قله من الناس في العالم الذين بإمكانهم قتلك و بدون أن أترك أي أدلة جنائية |
| Bir aylık soruşturmadan sonra teğmen Nicholas Chen'e karşı kullanılabilecek hiçbir kanıt bulamadım. | Open Subtitles | بعد شهر من التحقيقات لم أجد أي دليل يدعم أي إتهامات ضد المساعد نيكولاس تشين |
| Geçidin paralel dünyalara açılabileceğine dair elimizde hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | لم يكن مطلقا بحوزتنا أي دليل حتى نقترح بأن البوابه يمكنها الوصول الى الكوكب المتوازي |
| hiçbir kanıt yoktu.. ve onu öylece bırakamazdım | Open Subtitles | لم يكن هناك أي دليل وهذا كل ما بقي لي منه |
| İkinci olarak da, hayır, başkan bu durumu ulusal güvenlik konusu olarak sınıflandırdığı için elimde hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | ثانيا ، كلا ، ليس لدي أي دليل لأن الرئيس قام بتصنيفه كقضية آمن قومي ما هي وجهة نظرك ، أيها المتصل؟ |
| Beni dinle, hiçbir kanıt olmayabilir ama sana söylüyorum gardiyana para ödedi ve bu konuda bir şeyler yapman gerek. | Open Subtitles | ربما لن يكون هنالك أي دليل ولكني أخبرك, لقد قام بالدفع لبعض الحراس وعليك أن تفعل شيء حول ذلك |
| Bu komploda yer aldığına dair hiçbir kanıt bulamadık. | Open Subtitles | لم أتمكن من العثور على أي دليل على أنك إشترطت في هذه المؤامرة. |
| Yani siz benden adamlarımı hiçbir kanıt sunmayan bir sahtekarın iddiaları karşılığında yeniden atamamı bekliyorsunuz? | Open Subtitles | , لذا , أنت تتوقع مني لأعادة تعيين رجالي أستنادا على أدعاءات محتال الذي لايعرض أي دليل بالمقابل ؟ |
| Rourke'un eşyalarıyla beraber döndüğünü gösteren hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | وليس هناك أي دليل علي ذهاب رورك إليها أيضًا |
| Polisin hiçbir kanıt bulamamış olması tedirginlik dozunu artırıyor. | Open Subtitles | وهو ما يثير هلع سكان المنطقة بينما الشرطة تواصل تحقيقاتها دون أي دليل |
| Yarın sabah o dairede elle tutulur hiçbir kanıt kalmayacak biliyorsun. | Open Subtitles | بحلول صباح الغد , ربما لن يكون هناك أى دليل متبقى هناك فى هذة الشقة , وانت تعلم ذلك |
| Ancak işverenime hiçbir şey söylemedim çünkü onun öldüğüne dair elimde hiçbir kanıt yoktu. | Open Subtitles | ولكن لم أقل أيَ شيء ...لصاحب العمل بسبب أنه لم يكن لديَ أيّ دليل حقيقي على موته |
| Vallon'ın onun canına kastettiğine dair hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | نحن لا نملك بالتأكيد أية أدلة تربط (فالون) بمحاولة قتله |
| Bayan Watkins, bu ifadenizi doğrulayacak hiçbir kanıt bulamadık. | Open Subtitles | سيدة ويتكنز ، لم نجد أي أدلة تدعم هذه المزاعم |
| Simone'un gerçek olmadığına dair hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد هناك اي دليل ان سيمون لم تكن حقيقية |
| Her çekmece, her lanet soyunma, ve hiçbir kanıt yoktur | Open Subtitles | , كل درج , كل خزانة لعينة وليس هناك دليل |
| hiçbir kanıt yok, göt herif! | Open Subtitles | ليس ثمة دليل, ايها الأحمق اللعين! |
| Amir onların mantıklı hareket edeceğini sanıyor, ama bununla ilgili hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | المدراء يظنون أنهم سيتصرفون بعقلانية لكن لا دليل على ذلك |