| - Gidemeyeceğin hiçbir yer yok. - Metronun gitmediği hiçbir yer. | Open Subtitles | لا يوجد مكان لاتستطيع الوصول اليك لا مكان لانستطيع الجرى به |
| Pazar günleri buralarda gidecek hiçbir yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مكان للذهاب الجولة هنا يوم الأحد. |
| Bunu unutma tamam mı, dünyada siyahların olmadığı hiçbir yer yok. | Open Subtitles | تذكر ذلك، حسناً؟ لا يوجد مكان في الأرض ليس فيه من السود. |
| Dışarısı çöl kadar kuru. Gidecek hiçbir yer yok. | Open Subtitles | الصحراء جافة بالخارج لا مكان للذهاب إلية |
| Seni bulamayacağım hiçbir yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مكان لا أستطيع الذهاب إليه لا يوجد مكان لن أجدك فيه |
| Kaçacak hiçbir yer yok, Martha and The Vandellas. | Open Subtitles | "ليس هناك مكان للهرب" من مارثا وفانديلاس |
| Uçaktayız. Gidebileceğim hiçbir yer yok. | Open Subtitles | إننا على متن طائرة لا يوجد مكان يمكنني الذهاب إليه |
| Kaçmaya çalışabilirsin, ama saklanacak hiçbir yer yok. | Open Subtitles | يمكنكي ان تحاولي الهرب ولكن لا يوجد مكان للأختباء |
| Bak, orada saklanacak hiçbir yer yok. Öylece yok oldular. | Open Subtitles | وانظر، لا يوجد مكان للإختباء، لقد أختفوا فجأة |
| Bu gezegenin üzerinde uydunun bizi yok edemeyeceği hiçbir yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مكان على هذا الكوكب لا يستطيع هذا الشئ قتلنا فيه. |
| Kaçıp da seni yakalayamayacağım hiçbir yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مكان تهرب إليه حيث لن يمكننى العثور عليك |
| Olmak istediğim başka hiçbir yer yok. | Open Subtitles | صدقاً، لا يوجد مكان آخر أفضّل أن أكون فيه |
| Beni dinle, koçan suratlı, tamam mı? Etrafına bir bak. Gidecek hiçbir yer yok! | Open Subtitles | أصغِ لي أيّها المعتوه انظر حولك، لا مكان تقصده |
| Bana onu hatırlatmayacak hiçbir yer yok. | Open Subtitles | فقط اذا كان لا مكان أستطيع ان اركض له |
| İnsanın çocuğunu tehlikeden saklayabileceği hiçbir yer yok. | Open Subtitles | لا مكان تخفي فيه طفلاً عن الخطر |
| Sanırım şimdi gidebileceğim hiçbir yer yok, hı? | Open Subtitles | أعتقد أنه لا مكان لتذهبي إليه الأن؟ |
| Pekâlâ, alış o zaman çünkü seni götüremeyeceğim hiçbir yer yok. | Open Subtitles | حسناً ، إعتادي على ذلك لإنه لا يوجد مكان لن أصطحبك إليه معي |
| Yardım isteyebileceğimiz hiçbir yer yok. | Open Subtitles | ليس هناك مكان آخر نطلب فيه عون أحد |
| Saklanabileceğiniz hiçbir yer yok. Burada size yardım edebilirim. | Open Subtitles | ولا يوجد مكان يمكنكم الاختباء به، هنا، يمكنني مساعدتكم |
| Bu okulda Glee kulübünün prova edebileceği hiçbir yer yok mu diyorsunuz? | Open Subtitles | أنت تقول لي أنه لا يوجد أي مكان في المدرسة أين بإمكان نادي غلي التدريب؟ |
| Bizi her an yakalayabilirler. Güvende olduğumuz hiçbir yer yok. | Open Subtitles | يمكنهم القضاء علينا بأيّ مكان، ليس هنالك مكان سنكون فيه بأمان |