| Tamamen yalnız hissetmiştik, kimse bizi duymuyor gibiydi, görünmez gibiydik. | TED | شعرنا بالوحدة تمامًا، كما لو أن لا أحد يستطيع سماعنا، كما لو كنا غير مرئيين أساسًا. |
| Utanç duymuştuk ve bunun böyle devam edemeyeceğini, bir şey yapılması gerektiğini hissetmiştik. | Open Subtitles | شعرنا بالخجل لايمكننا الاستمرار هكذا لابد من حل |
| Hepimiz Darly'nin bacağını kaybetmesinin yeterli bir ceza olduğunu hissetmiştik. | Open Subtitles | كلنا شعرنا بأنّ خسران داريل ساقه كان عقابا بما فيه الكفاية. |
| Biz de şehre girdiğimizde aynısını hissetmiştik. | Open Subtitles | هذا ما شعرنا عندما ذهبنا داخل المدينة |
| Öyle olmasını istesek de istemesek de aramızda bir bağ olduğunu hissetmiştik. | Open Subtitles | شعرنا أننا متصلتان، أحببنا أو كرهنا |
| Yıllar önce hissetmiştik şimdi de hissediyoruz. | Open Subtitles | شعرنا بها منذ وقت طويل ونشعر بها الان |
| Turk eğer bırakmazsa ne olacağını hepimiz hissetmiştik. | Open Subtitles | كلنا شعرنا بماذا سيحصل إذا لم يترك (تيرك) الأمر |
| Daha önce hepimiz hissetmiştik. | Open Subtitles | لقد شعرنا به من قبل |