| Majestelerine bir kadeh içki ısmarlamak isteyen basit bir hizmetkâr. | Open Subtitles | مجرد خادم متواضع يرغب في شراء شراب لصاحب السعادة. |
| Senin yaşaman daha önemli. Sen gelecekteki kralımızsın. Bense sıradan bir hizmetkâr. | Open Subtitles | من المهم جداً أن تعيش , أنت ملك المستقبل , أنا مجرّد خادم |
| Kendine bir üniforma bul ve bir hizmetkar gibi giyin. | Open Subtitles | سيتوجب عليك شراء بزّة وإرتدائها كما الخدم. |
| Biliyorum kulağa kötü geliyor ama ben de hizmetkar olduğuma göre kulağa biraz daha hoş gelebilir mi? | Open Subtitles | والذي يبدو فعلا أمر سئ ولكن لأني أنا من الخدم أيضا مما يجعله أقل سوء؟ |
| Sıradan bir hizmetkâr olmama rağmen bana karşı nazik biri olacaktınız. | Open Subtitles | قمت بعمل شيئ عطوف لي حتى مع معرفتك اني فقط خادمة |
| O hırsız değil bir hizmetkar, Majesteleri ve kendilerine bile faydası dokunamayacak insanlar. | Open Subtitles | الخادم ليس لصاً، مولاي أولئك لا يستطيعون الدفاع عن أنفسهم |
| Kim olduğunuzun önemi yok demenize rağmen bir prens gibi davranıyor ve benden de bir hizmetkâr gibi davranmamı bekliyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تدعي أن اللقب لا يهمك ولكنك تتصرف مثل أمير وتتوقع مني أنتظرك و اعاملك مثل الخادمة |
| O zaman sıkılırdın. Bana söz ver, yeni bir hizmetkâr tutarsan, yalaka birini tutma. | Open Subtitles | عدني , إن أحظرت لك خادماً آخر لاتحظر أحد مقبلي الأرجل |
| bu değerleri yükseltebilecek bir hizmetkâr sınıfı seçmemiz gerek. | Open Subtitles | مما يعني أن علينا اختيار خادم من النوع الذي يستطيع رفع تلك المعايير |
| Sonrasında kendine yeni bir hizmetkâr bulursun. | Open Subtitles | بعدها يمكنك ان تبحث عن خادم آخر |
| Edwin Muirden, Majesteleri. Doktor ve sadık hizmetkâr. | Open Subtitles | إدوين ميوردين سيدي طبيب و خادم مطيع. |
| Aynen öyle. Diğerlerinden çok daha güçlü bir hizmetkâr'ım olacak. | Open Subtitles | سيكون لديّ خادم أقوى من الآخرين بكثير |
| Dostça gülümseyen sadık bir hizmetkâr olsa bile. | Open Subtitles | حتى وإن كان خادم مطيع بابتسامة ودودة |
| Cesur görünüyorsun. Birçok hizmetkar ilk darbeden sonra kendini yerde bulurdu. | Open Subtitles | انت أشجع مما تبدو عليه معظم الخدم يفقدوا الوعى بعد أ ول ضربة |
| Hizmetkarlar bölümündeyiz. Onu burada bırakırsak, bir hizmetkar olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | نحن في جناح الخدم، لو تركناه هنا سيعتقدون أنه أحد الخدم |
| Emirlerimizi bekleyen görünmez hizmetkar ordularının farkında olmadan. | Open Subtitles | لسنا على علم من أن جيوش الخدم الذين لا يمكن رؤيتهم في انتظار أوامرنا |
| hizmetkâr olmaktan utanmam. En azından yalancı değilim. | Open Subtitles | لست خجولة من كوني خادمة على الأقل لستِ كاذبة |
| Çünkü o bir hizmetkâr. Babam krallığa yararı dokunacak bir evlilik yapmamı istiyor. | Open Subtitles | .لأنها خادمة أبي سوف يزوجني لمصلحة المملكة |
| Bu kıza duyduğu hisleri anlamıyorum. O basit bir hizmetkâr. | Open Subtitles | أنا لا أتفهم مشاعره نحو هذه الفتاة إنها خادمة |
| Bu hizmetkar Dorian'ın kendisini saatlerce bu odaya kilitlediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال لي هذا الخادم أن "دوريان" يغلق على نفسه في هذه الغرفة ساعات طوال |
| Sadık hizmetkar ve savaş arkadaşı. | Open Subtitles | الخادم المخلص الشاكر, ورفيق الحرب |
| Çok gizemli. Neredeymiş bu Merkürlü hizmetkâr? | Open Subtitles | كم هذا غريب أين تلك الخادمة الغامضة؟ |
| Düşünüp durdum, büyük bir evde hizmetkâr olduğumu öğrenseler ne derler diye. | Open Subtitles | ولم أتوقف عن التساؤل طوال الوقت عمّا قد يقولونه لو إكتشفوا أنني كنت خادماً في البيت الكبير |
| Dur. Bir hizmetkar keman çalıyordu. Hangisiydi? | Open Subtitles | انتظر , واحد من خدمى يعزف على الكمان أليس كذلك؟ |
| Hizmet edebilecek onlarca hizmetkâr var ama aralarından sadece birkaçı bir aptal gibi davranmayı başarabiliyor. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشخاص يمكنهم العمل كخدم ولكن القليل منهم هم القادرون على أن يجعلوا من أنفسهم بالكامل حمقى |