| ve sosyal hizmetlere götürdüm. Tepkileri anında değişti ve onun ihtiyacı olan desteği vermeye başladılar | TED | وأخذناها للخدمات الاجتماعية، وعلى الفور، كان رد فعلهم مختلفًا جدًا، فتدبروا أمر حصوله على مساعدة أكثر. |
| Annelik vasfını yerine getiremediğine inanıyorsan, sosyal hizmetlere başvurmalıydın. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أنها أم سيئة كان يجب أن تذهب للخدمات الإجتماعية |
| Hayır! Sosyal hizmetlere haber vermeni istemiyorum! | Open Subtitles | لا، لا ارغب بتقديم تقرير للخدمات الاجتماعية |
| Bekle bir saniye, ofis daima Sosyal hizmetlere mi aitti? | Open Subtitles | إنتظري لحظة هل يخصّ هذا المكتب دائماً الخدمات الإجتماعية؟ نعم. |
| Silahlı gruplar başka şeylerde yapar. Halkla güçlü bağlar kurar sosyal hizmetlere yatırım yaparak. | TED | المجموعات المسلحة تقوم بأعمال آخرى: يقومون ببناء علاقات قوية مع السكان بواسطة الاستثمار في الخدمات الاجتماعية. |
| Fakat size ve bu ülkeye yaptığınız hizmetlere saygı ve minnettarlık duymakla birlikte bana onu söylemediğinizi ifade etmek istiyorum. | Open Subtitles | لكن سيدي مع كامل احترامي وتقديري لك و للخدمة التي قدمتها لهذا البلد لكنك لم تخبرني بذلك الأمر |
| Kendileri, müvekkilimin sunduğu hizmetlere tanık olmuşlardır. | Open Subtitles | انهم بالتأكيد يشهدون للحاجة للخدمة التي يوفرها موكلي. |
| Sosyal hizmetlere inip başvuru yapmasına yardım edecek birisine ihtiyacı vardı. | TED | يحتاج من يساعده للوصول إلى مكتب الشؤون الاجتماعية وتقديم طلب. |
| Evet. Sosyal hizmetlere de yollandı. | Open Subtitles | نعم، و للخدمات الاجتماعية، ايضا |
| Neden Sosyal hizmetlere haber veresin ki? | Open Subtitles | -حسنا -لماذا ينبغي ان تقدم تقريرا بذلك للخدمات الاجتماعية؟ |
| - Sosyal hizmetlere ne oldu? | Open Subtitles | -مالذي حدث للخدمات الإجتماعية ؟ |
| Li'yi Sosyal hizmetlere ihbar ettiğinden bahsetmemiştin. | Open Subtitles | لم تخبرينا أبداً أنكِ أبلغتِ عن (لي) للخدمات الاجتماعية |
| Eğer Li Sosyal hizmetlere haber verseydi bütün yatırımı yerle bir olurdu. | Open Subtitles | لو بَلَّغَت (لي) عنها للخدمات الاجتماعية استثمارها برمته سوف ينهار |
| Vatandaşları hayati sosyal hizmetlere ulaşmaktan alıkoyar, ve insan hayatını değersiz kılar. | TED | فهو يسرق الخدمات الحيوية للمواطنين ويجعل حياة البشر بلا قيمة. |
| Karşılaştığımız bazı kilit sorunları çözmemize yardım edecek güce sahip, önemli cerrahi hizmetlere erişim gibi. | TED | فإن لديها القدرة على مساعدتنا في حل بعض القضايا الرئيسية التي نواجهها، مثل عدم الوصول إلى الخدمات الجراحية الحيوية. |
| Aldığım bir habere göre Tuttle bir daireyi harap etmiş ve Merkezî hizmetlere sabotajda bulunmuş. | Open Subtitles | لقد علمنا أن تاتل قام بتدمير منزل كامل و حطم أجهزة الخدمات المركزية |
| Sosyal hizmetlere, adımın Kevin Gerrity olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرت الخدمات العامّة أنّ اسمي كيفن جيريتي |
| Mary hayatını sosyal hizmetlere adadı. | Open Subtitles | (ماري) كرست حياتها للخدمة الإجتماعية. |
| Fakat sosyal hizmetlere gittiğimde bu centilmen için başvuru yapmama müsaade etmediler. | TED | لكن عندما وصلت إلى مكتب الشؤون الاجتماعية، لم يسمحوا لي بتقديم طلب لهذا السيد النبيل. |
| Sosyal hizmetlere geri gittim ve müdürü görmek istedim. | TED | ذهبت إلى مكتب الشؤون وطالبت برؤية المسؤول. |