| Biz konuşabiliriz vip hostes ya da birileri var mıdır? | Open Subtitles | هل هناك مضيفة لكبار الشخصيات أو شخص يمكننا التحدث إليه؟ |
| Ya rahibe ya da hostes olacak." | Open Subtitles | وأنها سوف تنمو وتكبر لتصبح راهبة أو مضيفة طيران. |
| Oh, hostes hanım, Bugün uçuşta ne seyredeceğiz? | Open Subtitles | مضيفة, مضيفة؟ ما هو الفيلم أثناء الطيران اليوم؟ |
| hostes olan Bayan Putnam evinden kaçırılarak başka biryere götürülerek öldürülmüş. | Open Subtitles | السيدة بوتنام ، المضيفة اُختطفتمنمنزلها، ثم اقتيدت إلى مكان آخر ، حيث تم قتلها. |
| İkinci sınıfta oturuyorsanız, ...hostes o dandik perdeyi çeker. | Open Subtitles | عندما تجلس في الدرجة العامّة، دائماً ما يجعلون المضيفة تسدل ذلك الستار اللعين. |
| Sonra hostes geldi ve acil durum kaydırağından inmemizi söyledi. | Open Subtitles | المضيفات قالوا أنه يجب أن نستعمل سلم الطوارئ لننزلق عليه خارجين |
| Uykunuzda konuşurken duyduğunu düşündüğünüz bir fahişe ya da hostes varsa, bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | إذا هناك مومس أو مضيّفة هناك تعتقد لربما سمعتك في نومك، أحتاج للمعرفة. |
| Ya başka bir hostes ayarlar ya da bana güvenmeye devam eder. | Open Subtitles | إذن ، إما أن يجند مضيفة كابو أخرى أو يستمر في ثقته بي |
| Bu sark, niye evi terk edip hostes olacagm açklyor. Konusamaz myz? | Open Subtitles | هذا يفسر سبب تركي البيت لأصبح مضيفة طيران |
| Bu, hostes gibi rol yapmaktan daha anlamlı olurdu. | Open Subtitles | قد يعني أن أكثر المقبلة من شخص لا متنكرين في زي مضيفة. |
| hostes bir tane vardı. Çok heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | إحداهن كانت مضيفة جوية، وهـذا جعلني متشـوقاً. |
| Kurallara sıkı sıkıya bağlı bir hostes tarafından fark edilselerdi hostes kokpite gider ve biz de bambaşka bir yere inerdik. | Open Subtitles | إن قرأت أي مضيفة هذا ستذهب لكابينة القيادة و سنهبط في مكانٍ آخر |
| hostes, um... 424 nolu uçuştan. | Open Subtitles | هي مضيفة على الرحلة الرحلة 424 أماندا والكر |
| hostes onları ayrı tutmuş. İnince de arkadan çıkmışlar. | Open Subtitles | أبقتهم المضيفة مفصولين، وترجلوا عن الطائرة من المؤخرة |
| Bu hostes pek açıkgöz biri değil gibi. - Doğru, tamam. Dee: 41 _BAR_ | Open Subtitles | تلك المضيفة ليست هنا لتغطيك يا الهي لما الباب ليس مقفلا يا فرانك |
| Söylenene bakılırsa, hostes Betty Ong, 11 sefer sayılı uçaktan bir görüşme gerçekleştirmişti. | Open Subtitles | يزعم أن المضيفة بيتى أونج تكلمت من الرحلة رقم 11 |
| hostes az önce pilotların uçağı uçurmadığını söyledi! | Open Subtitles | المضيفة قالت أن الطيارين لا يحلقان بالطائرة |
| Taciz edecegi hostes hakkinda uzun uzadiya düsünüyordur. | Open Subtitles | يُفكر مجدداً بخصوص قيامه بالتحرش بأحد المضيفات مرة أخري |
| hostes, galiba yanımdaki adam bir doktor. | Open Subtitles | يا مضيّفة , اعتقد بان الرجلَ الذي بجانبي طبيب. |
| Bir binada oturup da, bütün komşularının hostes olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أُصدق أنك تعيش في مبنى كل جيرانك فيه مضيفات |
| Ve kız da hostes. | Open Subtitles | الجارية المضيّفة |
| Eline bir kaşık alır, bununla kendine ortamda bir gerekçeyle gezinmekte olan bir hostes havası verir, ve hızlıca koridordan uçağın sonuna doğru ilerler. | Open Subtitles | و قام بأخذ ملعقة لإعطاءه الإنطباع بأنه مضيف و أسرع خلال ممر الطائرة |
| Sonra bir hostes mikrofonun açık kaldığını söylemek için kokpite doğru koşunca, | Open Subtitles | ... لذا المُضيفة ذهبت من مؤخرة الطائرة لتخبره أن الميكروفون مازال مفتوحاً |
| Oynak hostes sendromu diyelim gitsin. | Open Subtitles | انظري ، أطلقي عليها حالة إزعاج من مُضيفة جوية وحسب |
| Tam 25 yıldır işine gönülden bağlı bir hostes olduğunuzu düşünün. | Open Subtitles | أنت ِ مضيفه قمتِ بخدمه صاحب عملك بأخلاص لمده 25 عام |
| Şimdi Beaumont olayından bana on bin dolar borçlu olduğuna göre bunu hostes olayına aktarabilirsin. | Open Subtitles | ..أعتقد أن الـ 10.000 التي أدينك بها من موضوع بومنت يمكن تحويلها للمضيفة |
| Burada Örovizyon artığı külüstür bir Rus hostes gibi durmaya aldırmıyorum. | Open Subtitles | قد ابدو كمضيفة سوفييتية ولكن هذه الدجاجة المسنة لن تتلقى تعليمات |