| -Altın gelecek için çok fazla. | Open Subtitles | الكثير من أجل المستقبل الذهبي يا بني |
| Samimi şömine için çok fazla şey.İsviçre'ye daha önce hiç gittiniz mi, bilmiyorum ama telefon rehberleri yerine bilgisayarları var. | Open Subtitles | كثير جدا على المدفأة الآن أنا لا أعرف لو كنت ذهبت إلى سويسرا من قبل |
| Seçilmiş biri için çok fazla, değil mi? | Open Subtitles | هذا كثير جداً على كوني مختاراً أليس كذلك؟ |
| Tabii çünkü bu, bir kerede hazmetmek için çok fazla zaten. | Open Subtitles | أكيد، لأن هذا فقط كثير على أن يتم استيعابه مرة واحدة |
| - Ama evlilik için çok fazla sorumlulukları vardı ve sanırım asla doğru kadını bulamadı, | Open Subtitles | لكن كان لديه مسؤوليات كثيرة على الزواج وأظنه لم يجد المرأة المناسبة |
| Oh, hayır benim için çok fazla bu. | Open Subtitles | أوه .. هذا كثير جدا بالنسبة لي |
| Siyah bir küp için çok fazla. | Open Subtitles | إنها كثيراً جداً مقابل حاسوب. |
| Senin suçun olmayan şeyler için çok fazla üzülüyorsun. | Open Subtitles | إنّك تعتذر كثيراً لشخص الذي .لم يفعل أيّ شيء خاطئ |
| Yaşlı bir adamın çıkması için çok fazla merdiven var. | Open Subtitles | هذه خطوات كثيرة بالنسبة لرجل مسن لكي يصعدها |
| Belki de 149 yaş bilim adamı olmak için çok fazla. - Evet. | Open Subtitles | ربما سنّ الـ149 طاعنة جداً بالنسبة إلى العلماء. |
| sen annen için çok fazla şey yaptın. | Open Subtitles | فعلت الكثير من أجل أمّك |
| Saygın bir ölüm için çok fazla. | Open Subtitles | الكثير من أجل الموت بكرامة. |
| Galiba bu, 14 yaşındaki birisi için çok fazla. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا كثير جدا على فتاة عمرها 14 عاماً |
| Bir kız için çok fazla. | Open Subtitles | انه كثير جدا على فتاة واحدة |
| Bu senin minik aklın için çok fazla. | Open Subtitles | هذا كثير جداً على عقلك الضئيل 885 01: 00: 02,599 |
| Bütün bunların bir doğum öncesi partisi için çok fazla olduğunu düşünebilirsiniz ya da biraz garip olduğunu, fazlaca özele girdiğini. | TED | الآن، ربما أنت ترى أن هذا كثير على حفل استقبال مولود، أو ربما هو غريب نوعًا ما، أو حميمي قليلًا. |
| O kadar vaktin yok. Rastgele aramak için çok fazla anısı var. | Open Subtitles | وقتنا ضيق، ثمة زكريات كثيرة على أن تبحثي بينها عشوائيًا. |
| Saat başı ücreti için çok fazla. | Open Subtitles | كثير جدا بالنسبة للأجر السّاعي |
| Siyah bir küp için çok fazla. | Open Subtitles | إنها كثيراً جداً مقابل حاسوب. |
| Senin suçun olmayan şeyler için çok fazla üzülüyorsun. | Open Subtitles | إنّك تعتذر كثيراً لشخص الذي لم يفعل أيّ شيء خاطئ. |
| Bu duygular bir insan için çok fazla. | Open Subtitles | يبدو أنه لديكِ مطالب كثيرة بالنسبة لشخص واحد |
| Benim için çok fazla dikkat ediyor. Anlaşıldı. | Open Subtitles | إنها حريصة جداً بالنسبة لي فهمت وجهة نظرك.. |
| Bu kadar basit bir iş için çok fazla para bu. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أن هذا كثير بالنسبة للعمل الخفيف |
| Biliyorum bu hazmetmek için çok fazla ama umarım bu hafta sonu Allen Kampında konuğum olmayı hâlâ istiyorsundur. | Open Subtitles | أعلم أن هذا كثير بالنسبه لك, لكن أأمل أن تبقى ضيفي في معسكر آلن نهايه هذا الأسبوع. |
| Ama 2 dolar Afrika için çok fazla. | TED | حسنا ، دولاران ، هو مبلغ كبير بالنسبة لأفريقيا. |
| Çok isterdim ama bu gece yapamam. Bu tıbbi etkinlik için çok fazla. | Open Subtitles | لأحببت ذلك، لكن لا يمكنني الليلة، لدي عمل كثير في ذلك الحدث الطبيّ. |
| Bütün bir gezegen adına böyle bir konuşmayı yapmak bir kişi için çok fazla. | Open Subtitles | إنه قرار أكبر من أن يتخذه فرد بمفرده عن كوكب بأسره |