| Bu çok cafcaflı ve çok süslü albüm kapaklarını tasarladım. Bir ileri (post) modernist veya tarihselci olduğum için değildi -- bu şeylerin ne olduğunu bile bilmiyordum. | TED | فحصلت على أغلفة اسطوانات غنية ومحكمة التصميم ليس لأنني كنت عصرية أو غير عصرية لأنني لم أكن أعلم حقيقة هذه الأشياء |
| Ben dört yıl bale dersi aldım Kate, bunun için değildi! | Open Subtitles | أخذت أربع سنين في دروس الباليه كيت)، ليس لأجل هذا) |
| Ama kuleler elektrik için değildi. | Open Subtitles | لكن تلك الأبراج لم تكن لأجل توليد الكهرباء |
| Kendine kayıt dışı bir şeyler saklamak için değildi. | Open Subtitles | وليس بسبب أنكِ تريدين أخذ نصيبٍ لكِ من خارج السجلات. |
| Umarım benim için değildi. | Open Subtitles | أرجو أنّه لم يكن موجّهاً لي |
| Çocukların yası amcaları için değildi tekrar yuvalarını kaybetmenin verdiği üzüntü yüzündendi. | Open Subtitles | حزن الأطفال لم يكن فقط على عمهم ولكن على أملهم الضعيف أنهم سيجدوا منزل أخر |
| Seni buraya getiren yol onun içindi, benim için değildi. | Open Subtitles | الطريق الذي أحضرك هنا، لم يكن لأجلي كان لأجله. |
| Bir kiliseye 500 bin dolar bıraktım. Dini sebepler için değildi. | Open Subtitles | أنا قمت بترك مبلغ نصف مليون دولار فى . الكنيسة وهذا لم يكن لغرض دينــى |
| Neil'le oynamayı kabul ettim çünkü bunu istedim para için değildi. | Open Subtitles | وافقت ان العب هذا الدور لانني اردت هذا و ليس من اجل المال |
| Yani Jennifer'la tanıştığımızda, o gözyaşları Michael Elliot için değildi. | Open Subtitles | إذا عندما قابلنا جينفير دموعها هذة لم تكن من أجل مايكل أليوت |
| İkimiz de biliyoruz ki, tanık olduğum için değildi. | Open Subtitles | وكلانا يعرف أنه ليس لأنني كنت شاهدة |
| Seni takip etmesi öyle söylediğim için değildi. | Open Subtitles | هو كان يتبعك ليس لأنني طلبت منه ذلك |
| davet edilmediğim için değildi. | Open Subtitles | ليس لأنني لم اطلب للقيام بهذا |
| - Hayır, geçimimi sağlamak için değildi. | Open Subtitles | -لا, ليس لأجل كسب القوت |
| Bu iş para için değildi Gabe. | Open Subtitles | هذا ليس لأجل المال يا (غيب) |
| Hayır, bu, ülke için değildi. | Open Subtitles | هذه المهمة، لم تكن لأجل البلد |
| Bu uzaylı olduğun için değildi. | Open Subtitles | وليس بسبب كونك من الفضاء. |
| Ve mobilyalarınızı mahvettiğin için değildi oğlunuza bir karışık CD verdiğim içindi. | Open Subtitles | وليس بسبب تخريب اثاثك، بسبب اعطائي لـ ابنك (CD). |
| Umarım bu benim için değildi. | Open Subtitles | أرجو أنّه لم يكن موجّهاً لي |
| Ambardaki bilgisayar sadece düğmeye basmak için değildi. | Open Subtitles | الكمبيوتر الذى فى السرداب لم يكن فقط لضغط الزر |
| Ne benim için ne de bir başkası için değildi. | Open Subtitles | لم يكن لأجلي لم يكن لأحداً |
| Bütün bu yaptıklarımız seni eşinden ayırmak için değildi. | Open Subtitles | عملنا مع بعض لم يكن لغرض إبعادك عن زوجتك |
| Ben ve bütün bu adamların oynadığı maçlar intikam için değildi. | Open Subtitles | وانا واصدقائي لعبنا كل هذا المباريات ليس من اجل الانتقام |
| Evet, o öpücük zevk için değildi. | Open Subtitles | أجل ، تلك القبلة لم تكن من أجل المتعة |