| Bu birlikte biraz vakit geçirmemiz için mükemmel bir fırsattı. | Open Subtitles | وكانت هذه فرصة مثالية بالنسبة لنا لقضاء بعض الوقت معا. |
| Onun için mükemmel bir tuzak hazırladım. | Open Subtitles | لقد وضعت فخ مثالي بالنسبة له من المفترض أن يكون ميتاً , اليس كذلك |
| Balıkçı olmak için mükemmel bir eğitim şekli. | Open Subtitles | يالله، جيّد، هذا تدريبُ مثالي لتكون صيادًا |
| Kapının önünde duran bu titrek merdiven paha biçilmez Ming vazomuz için mükemmel bir yer. | Open Subtitles | هذا السلّم مكان مثالي لهذه الزهرية الثمينة |
| Belki de bu daha şefkatli ve yardımsever bir birey ve daha iyi bir sevgili olman için mükemmel bir fırsattır. | Open Subtitles | لكن ربما تكون هذه الفرصة المثالية لك لتصبح صديقاً افضل حنون بكثرة.وفرد حريص عليها |
| Bir orkestra şefi için mükemmel bir hediye. | Open Subtitles | الهدية المثالية للمايسترو |
| Korkuyu artırmak istiyor ve bunun için mükemmel bir geçe seçmiş. | Open Subtitles | تريد ان تزيد الهلع ، وقد أختارت الليلة المثلى لذلك |
| At yarışındaki gizli operasyonunuz için mükemmel bir kıyafet seçer size eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد بأنها ستختار الثوب المثالي لك لعمليتك ِ السرية في السباقات |
| Benim için mükemmel bir şehir de ondan. New York'un Cleveland gibi olanı. | Open Subtitles | لأنها المدينة المثالية بالنسبة لي انها مثل كليفلاند نيويورك |
| Biliyor musun, bence bu akşam Larry'e gerçekte.. ..Jeff Strongman değil de Alan Harper olduğunu.. ..söylemek için mükemmel bir gece. | Open Subtitles | أو تعلم، لقد كنتُ أفكّر أنَّ اللّيلة ستكون الوقت المثالي لتخبر (لاري) أنّكَ لست (جيف سترونغمان)، وأنّكَ (آلان هاربر). |
| Benim için mükemmel bir kaybet-kaybet durumu. | Open Subtitles | أوه، صفقة خاسرة مثالية بالنسبة لي. |
| Onun için mükemmel bir cenaze. | Open Subtitles | جنازة مثالية بالنسبة له. |
| Burası ilaçlara... ve kafeslere erişebilmek için mükemmel bir yer. | Open Subtitles | إنه مكان مثالي بالنسبة له ليحصل على حق وصول للعقاقير والقفص |
| Millie haklıydı. Alex Dupraé yeni kampanyanın yüzü için mükemmel bir seçim. | Open Subtitles | (ميلي) مُحقّة (ألكس ديبري) إختيار مثالي لتكون الوجه الجديد للحملة الجديدة. |
| Bu mükemmel olmayan zamanlar için mükemmel bir kahraman. | Open Subtitles | بطل مثالي لهذه الأوقات غير المثالية |
| Ve etrafımız New York edebiyatçıları ve Brooklyn edebiyatçıları ile dolu olacağından, ikinci kitabını duyurman için mükemmel bir fırsat olacak. | Open Subtitles | وبما أننا سنكون محاطين ب أدباء نيويورك وكتاب بروكلين انها الفرصة المثالية لك لتعلن عن كتابك الثاني |
| Bir orkestra şefi için mükemmel bir hediye. | Open Subtitles | الهدية المثالية للمايسترو |
| Tabii bunun için mükemmel bir an. | Open Subtitles | وبالفعل إنها المناسبة المثلى لذلك |
| Sizin için mükemmel bir ev bulmayı kendime görev edindim. | Open Subtitles | انا سأجد هذا المنزل لك انا اتعهد بأن أجد المنزل المثالي لك |
| Kesinlikle. Senin için mükemmel bir kadınım. | Open Subtitles | بالضبط أنا المرأة المثالية بالنسبة لك |
| Bence bu akşam Larry'e gerçekte.. ..Jeff Strongman değil de Alan Harper olduğunu.. ..söylemek için mükemmel bir gece. | Open Subtitles | اللّيلة ستكون الوقت المثالي لإخبار (لاري) أنّكَ لستَ (جيف سترونغمان)، وأنّكَ (آلان هاربر). |