| buraya korumak için gönderildiğin anne veya anne figürü berbat bir iş çıkartıyorsun o zaman. | Open Subtitles | هذه الأم كانت تزعم بأنك تريد إنقاذها حسناً، أنت تقوم بعمل فظيع حيال ذلك |
| Dinle, niyetin beni sinirlendirmekse cidden iyi iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | اسمع, اذا كنت تحاول اغضابي فأنت تقوم بعمل جيد جداً |
| - Teşekkürler, şuurumu temizleme konusunda iyi iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | -شكراً .. أنت تقوم بعمل جيد في تنويري |
| Sorun değil. Her şeye rağmen, bence Jack için harika bir iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | لا بأس ، لما قد يعنيه هذا أعتقد أنك تقومين بعمل رائع حيال جاك |
| Sorun değil. Her şeye rağmen, bence Jack için harika bir iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | لا بأس ، لما قد يعنيه هذا أعتقد أنك تقومين بعمل رائع حيال جاك |
| Ve bu konuda harika bir iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | وأنت تقوم بعملٍ رائع بهذا. |
| Çok iyi iş çıkartıyorsun Rene. | Open Subtitles | انت تقوم بعمل جيد |
| Evet? - Çok iyi iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقوم بعمل عظيم |
| Barry söylemeliyim ki harika bir iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | عليّ أن أخبرك يا (باري)، أنت تقوم بعمل رائع. |
| İyi iş çıkartıyorsun Hoffman. | Open Subtitles | أنت تقوم بعمل رائع يا (هوفمان) |
| - Harika iş çıkartıyorsun! | Open Subtitles | أنّك تقوم بعمل مدهش! |
| Orada mükemmel bir iş çıkartıyorsun, Chad. | Open Subtitles | تقوم بعمل ممتاز هناك (تشاد) |
| Eğer kasıtlı olarak seyahati sabote etmeye çalışıyorsan çok iyi bir iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | اذا انت تتعمدين ان تخربي هذه الرحلة فأنت تقومين بعمل جميل |
| Harika bir iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقومين بعمل رائع |
| İyi iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | انتي تقومين بعمل رائع |
| - İyi iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | -إنك تقوم بعملٍ جيد |