| Onlara "Artık bu işi yapma" deseniz, "Sen ne dediğinin farkında mısın?" diye sorarlar. Çünkü yaptıkları iş değildir bahsettiğiniz, onların benliğidir. | TED | إذا قلت لهم، "لا تقوموا بفعل ذلك بعد الآن،" سيتسآلون عما تتحدث عنه. لأنه ليس عمل يقومون به، بل هو من هم، هكذا يقولون. |
| Pek imrenilecek bir iş değildir. | Open Subtitles | ليس عمل لامع تماماً |
| Ve şarap işi burada kadınların yaptığı bir iş değildir. | Open Subtitles | وهنا، النبيذ ليس عمل للنساء |
| Bir kız için otostopçuları almak akıl kârı bir iş değildir. | Open Subtitles | التقاط الغرباء ليس عملاً ذكياً ليس في هذه الأيام وهذا العمر |
| -Hayır, sadece iş değildir. | Open Subtitles | لا، ليس عملاً لقد وقفت من أجلك |
| Ama hiçbir şey yapmamak bir iş değildir ki? | Open Subtitles | لكن عدم فعل شيء ليس عملاً على الإطلأق. |
| Uygun bekar erkeklerle tanışmak hafife alınacak bir iş değildir. | Open Subtitles | تعريف الفتاة بنفسها إلى أكثر الرجال نبلا ليس بالعمل السهل |
| Tiyatro yalnız yapılan bir iş değildir. | Open Subtitles | المسرح ليس بالعمل الذى يدير نفسه بنفسه ، أتعرف ذلك؟ |
| İyi doktorluk tek kişilik bir iş değildir. | Open Subtitles | الطب الجيد ليس عمل شخص واحد |
| Spor salonunda çalışmak iş değildir. | Open Subtitles | العمل فى صالة رياضية ليس عمل |
| Bu pek cazibeli bir iş değildir. | Open Subtitles | هذا ليس بالعمل البراق. |
| Kolay iş değildir. | Open Subtitles | ليس بالعمل السهل |