| Evet. Tüm bu insanların burada ne işi var? | Open Subtitles | أجل، لكني لا أفهم ما الذي يفعله أشخاص كهؤلاء هنا |
| Senin gibi bir Sakson keşişinin Fransa'da ne işi var? | Open Subtitles | ما الذي يفعله ناسك ساكسوني مثلك في فرنسا؟ |
| Sizin gibi iyi bir dostun böylesine güzel bir yerde ne işi var? | Open Subtitles | وما اللذي يفعله صديق رائع مثلك في مكان كهذا؟ |
| Şu Bobby denen adama bir bak, giyimi kuşamı yerinde, gıcır gıcır, iyi bir işi var, sen de böyle olabilirdin. | Open Subtitles | الأن انظر إلى ذلك الرجل بوبي قماشه مطوي بشكل جيد لديه عمل جيد وصفارة كان من الممكن أن تكون أنت مكانه |
| Bavulun burada ne işi var? | Open Subtitles | ما الذي تفعله هذه الأمتعة هنا؟ تخلّصوا منها، إنّنا نحتاج مُتّسعاً أكبر. |
| Küvetimizde ne işi var? | Open Subtitles | أنتم ، ماذا يفعل في حوض الإستحمام خاصتنا؟ |
| İyi bir işi var ve onu seven bir karısı, ve doğacak bir bebeği. | Open Subtitles | لديه وظيفة جيدة، وزوجة تحبّه وطفل في الطريق إليه |
| Libya büyükelçisinin bu listede ne işi var? | Open Subtitles | ما الذى يفعله سفير ليبيا على هذه القائمه |
| Pekâlâ, Kyrios Şerifi'nin böyle bir yerde ne işi var? | Open Subtitles | مالذي يفعله مدير شرطة كوريوس في مكان كهذا ؟ |
| Madem resmi bir konu ise O' nun burada ne işi var? | Open Subtitles | .. إذا كان ذلك هو الوضع الرسمي ـ إذا ً فما الذى يفعله هو هنا ؟ |
| Söylesene, senin gibi dalama bir pisliğin eyalet polisinde ne işi var? | Open Subtitles | لذا فقل لي، ما الذي يفعله وغد مخادع مثلك في دائرة شرطة الولاية؟ |
| Evet, onlardan biri olmalı. Bu saatte ne işi var ki? | Open Subtitles | أجل، عدا إن كان واحداً منهم مالذي يفعله هنا بهذا الوقت المُتأخّر؟ |
| Bu adamın bu lanet yerde ne işi var? | Open Subtitles | ما الذي يفعله هذا الرجل هنا بحق الجحيم ؟ |
| Asla şan şöhret sahibi olamayacak çünkü çok sıkıcı bir işi var. | Open Subtitles | انه لا يستطيع فعل اى شئ للعالم لانه لديه عمل حقيقى ممل |
| Öyle, efendim. Morali gayet yerinde çünkü yapacak işi var. | Open Subtitles | أنه بخير سيدي , أنه يتنفس الصعداء لأن لديه عمل |
| Bu kızın burada ne işi var? | Open Subtitles | اخفض فرشاة الأسنان، لدينا مشاكل أكبر من إلتهاب اللثة ما الذي تفعله هنا؟ |
| Süt olduğunu biliyorum. Fakat banyoda ne işi var? | Open Subtitles | أعرف أنه حليب، ولكن ماذا يفعل في الحمام؟ |
| Hayır. Oregon. Kocamın orada işi var. | Open Subtitles | زوجي لديه وظيفة هناك و بناتي في المدرسة الثانوية |
| Lorene meşgul, çok işi var. Lorene üzgün. | Open Subtitles | لورين مشغولة، لديها عمل لتقوم به لورين متأسفة |
| Sana çok teşekkürler, şimdi onun ne işi var, ne de bir geliri. | Open Subtitles | حسناً, الآن وبفضلك لم يعد لديها وظيفة ولم يعد لديها دخل |
| O limuzinde ne işi var? | Open Subtitles | ماذا تفعل في هذه السياة الفاخرة ؟ |
| Araştıracak ama daha önce yapması gereken başka bir işi var. | Open Subtitles | سيفعل ذلك، لكن لديه أعمال أخرى عليه حضورها أولًا. |
| J.T. burada ne işi var? | Open Subtitles | جى تى, ماذا تفعل هي بالاسفل هنا بحق الجحيم ؟ |
| Joe'nun küçük oğlu olduğunu biliyorum ama burada ne işi var? | Open Subtitles | انا اعرف انه ابن جو الصغير ولكن ماذا يفعل هنا ؟ |
| Teyzemin yeni kocasının kendine ait bir işi var. | Open Subtitles | زوج عمتي الجديد لديه عمله التجاري الخاص. |
| O bez afişin orada ne işi var Triple? | Open Subtitles | ما هذا بحق الجحيم تلك الإشارات تفعل هناك ، الإسم الثلاثي؟ |
| Kardeşimin belgelerinin o kadında ne işi var hem? | Open Subtitles | ما الذي تفعلهُ بحيازتها أوراقًا لأخي كل حال؟ |
| İşi var. | Open Subtitles | إنّه مشغول. |