| Capitol Hill polisinin işini yapmasına izin vereceğim. | Open Subtitles | سأدع شرطة الكابيتول هيل تقوم بعملها |
| İşini yapmasına izin vereceğim. | Open Subtitles | سأجعلها تقوم بعملها. |
| Sen de sakin olup Doktor Brooks'un işini yapmasına izin vereceksin. | Open Subtitles | وأنت إهدأي ودعي د(بروكس) هنا تقوم بعملها. |
| Hareketsiz durun ve Giysi-Yokedici'nin işini yapmasına izin verin. | Open Subtitles | قف ثابتاً فحسب، ودع . المُزيل يقوم بعمله |
| sanırım, onun, işini yapmasına izin vermelisin çünkü o işinde gerçekten iyidir. | Open Subtitles | فإنه ليس لدي وقت أضيعه إنني أعتقد بأنك ستكون أفضل لو تركته يقوم بعمله |
| Bayan, eğer işini yapmasına müsaade etmezseniz, sizi polise mukavemetten tutuklamak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سيدتى,ان لم تتكر المحقق الجنائى يقوم بعمله سوف اقوم بإعتقالك لأعاقة العدالة |
| Yani resmen işini yapmasına engel oluyorum. | Open Subtitles | أنا مشغول في منعها من أداء عملها |
| Tatlım, arkana yaslanıp rahatla ve Cholli'nin işini yapmasına izin ver. | Open Subtitles | عزيزتي، استرخي ودعي (شولي) تقوم بعملها |
| Joker'in işini yapmasına hiç izin vermeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تدع المتوحش يقوم بعمله |
| Jake, bir kereliğine geri planda durup Boyle'un işini yapmasına izin ver. | Open Subtitles | جايك) لمرة واحدة) تراجع وأترك (بويل) يقوم بعمله |
| Bu saldırıyı durdurmamızın tek yolu, Hükümet verilerini tekrar almak ve Samaritan'ın işini yapmasına izin vermek. | Open Subtitles | السبيل الوحيد لمنع هذا الهُجوم هُو بالحصول على بثّ المُراقبة للمُراقبة وترك (السامري) يقوم بعمله. |
| Marko'nun işini yapmasına izin vermiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يدع (ماركو) يقوم بعمله حقاً. |
| Yani resmen işini yapmasına engel oluyorum. | Open Subtitles | أنا مشغول في منعها من أداء عملها |